Hemen hemen her sezon olduğu gibi bu sezon da Fenerbahçe - Beşiktaş derbisi izleyenlere mükemmel anlar yaşatmayı başardı. Adeta 2020/2021 sezonunda oynana 3-4'lük maç ve yine 2004/2005 sezonunda Beşiktaş'ın Kadıköy'de yine 3-4 kazandığı maçların yeni bir versiyonu gibiydi dün akşamki derbi ve bu maçlar birlikte tarih yine tekerrür etti... Kadıköy'de oynana bir Fenerbahçe - Beşiktaş klasiği... Tam 6 gol, kırmızı kart, biri kaçan 2 penaltı, rakibi alkışlayan tribünler, daha neler neler...
Skor her ne olursa olsun, kim kazanırsa kazansın bir maçtan sonra rakip takım taraftarı tarafından alkışlanmak oldukça gurur verici bir şey olsa gerek. Dün akşam Beşiktaş oyuncuları ve teknik kadrosu bu durumu yaşadı ve sonuna kadar hak etti. Beşiktaşlı oyuncular bu duruma aslında biraz alışkın olabilirler. Daha önceki yıllarda oynanan ve yine eksik kalmalarına rağmen Kadıköy'de kazanmasını bildiler ve Fenerbahçe taraftarı tarafından alkışlandılar. Futbol gündemimizde bu kadar olumsuz şey varken, rakip takımı alkışlama durumunu ülkemiz futbolu adına bir kazanç olarak görmeli ve biz de Fenerbahçe taraftarını alkışlamalıyız.
Öte yandan galibiyeti kutlayan Beşiktaşlı taraftarların dışında, oyundan ve skordan en çok keyif alanlar şüphesiz Galatasaray taraftarıydı. Düşünsenize iki ezeli rakibiniz birbiriyle karşılaşıyor, bol gollü harika bir maçın ardından iki rakibinizden biri kazanıyor, fakat bu skor şampiyonluk yolunda en çok size yarıyor. Gerçekten muazzam...
Oyunda ise ilk yarıda tamamen üstünlüğü eline almış bir Fenerbahçe ve ilk şutunu 42. dakikada rakip kaleye Welinton'un ayağından gönderebilmiş bir Beşiktaş vardı. Fenerbahçe'nin formda golcüsü Valencia, penaltıdan attığı golle skoru 1-0 taşıdı ancak, bugün maça yeteri kadar konsantre olamadığını 27. dakikada kaçırdığı mutlak gol pozisyonunda gösterdi. İkinci yarıda yararlanamadığı penaltı ile de konsantre olamama durumunu kanıtlamış oldu. İki takım için adeta dönüm noktası olan bu penaltı belki de Fenerbahçe'ye şampiyonluk yolunda en büyük darbeyi vuran pozisyon oldu. Penaltıyı kaçıran Valencia'nın yerinde sanırım kimse olmak istemezdi. Düşünsenize tam bir sezonda 27 gol atıyorsunuz fakat atamadığınız bir penaltı golü her şeyi alt üst ediyor ve takımınızı şampiyonluktan ediyor. Sezon sonunda Fenerbahçe'nin kıl payı şampiyonluğu kaçırdığı bir senaryoda Enner Valencia gol kralı bile olsa bu penaltıyı belki de ömür boyu unutamayacak. Gerçek bir dram...
Sürprizlerin adamı Jorge Jesus, cezası nedeniyle kendisi takımının başında olamasa da şaşırtmaya her maç olduğu gibi bu maçta da devam etti. Neredeyse haftalardır 11'de yer almayan Mert Hakan ve Arda Güler'i ilk on birde başlattı. Sakatlıktan yeni dönen formsuz Joao Pedro da Alanyaspor maçının ardından yine ilk on birdeydi. Beşiktaş tarafında ise kazanan kadro bozulmaz mantığıyla İstanbulspor'u mağlup eden kadroyu bozmadı Şenol Güneş. Bir derbide ilk kez ilk on birde yer alan genç Arda kalitesini göstermesini bildi, takımına bir penaltı kazandırdı, bir diğer penaltı öncesinde de Valencia'ya kilit bir pas gönderdi. Tartışmalı penaltı pozisyonunda "kendini yere attı" tartışmalarının ortasında kalan genç Arda, umarız ilerleyen dönemlerde bu tarz durumların futbolunun önüne geçmesine izin vermez.
Beşiktaş'ta ise neredeyse her duran topun başına birlikte geçen Ghezzal ve Hadziahmetovic ikinci yarının başında birlikte oyundan alındı. Oyundan alınana kadar kornerlerde bile bu ikilin birlikte her topun başında olması gerçekten çok ilginç. Ceza sahasında kalabalık yaratmak veya ceza yayının üzerinde seken topları toplamak varken, köşe gönderinde iki kişi durmak neden? Modern futbolda pas olarak kullanılan korner organizasyonlarında bunun gibi durumları görmek mümkün ancak bu durumun korneri paslı kullanmaktan çok uzak bir durum olduğu aşikar. Beşiktaş'a geldiği günden bugüne sayısız duran top kullanan ve bu duran toplardan takımına sayısız asist ve gol kazandıran Ghezzal varken, bir umutla belki ben de kullanırım diye her topun başına geçen Hadziahmetovic'e, ilerleyen maçlarda Şenol Güneş'ten bir uyarı gelecektir.
İkinci yarıya Maxim ve Redmond değişikleriyle başlayan Beşiktaş, Redmond'ın 3 asist ve 1 gollük mükemmel performansıyla maçı kazanmasını bildi. Sadece 45 dakika oynayan bir oyuncu ancak oyuna bu kadar olumlu etki edebilirdi desek yeridir. Doğru değişikliklerle takımına maçı kazandıran Şenol Güneş'i de ayrıca tebrik etmek lazım. Kendisi saha dışından çok saha içine konsantre olduğunda ne kadar önemli işler yapabildiğini bir kez daha gösterdi ve kariyerinde birçok kez farklı takımlarla sahaya çıktığı Kadıköy deplasmanında ilk galibiyetini almayı başardı. Özet olarak son 5 sezonda sadece 2 derbi galibiyeti bulunan Fenerbahçe'de işler biraz daha kötü gitmeye, adı Brezilya Milli Takımı'yla anılan Jorge Jesus ve yönetim için tribünde istifa sesleri yükselmeye başladı.
Maçın hakemine gelecek olursak; Türkiye Futbol Federasyonu'nun bahsettiği gibi yapay zeka ile değil de manuel atama olarak maça atanan Halil Umut Meler, verdiği kritik kararlarla vasatın altında kaldı. Hocanın bariz bir şekilde baskı altında ve stresli oluşu, kararlarını verirken yaşadığı tedirginlik gözlerden kaçmadı. Bu sezon 5. derbisini yöneten Meler dışında Türkiye'de derbi yönetecek hakem bulunamaması şüphesiz önce Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu'nun, yaptıkları açıklamalarla her mağlubiyetten sonra hakemleri baskı altına alan ve sindirmeye çalışan yöneticilerin suçudur! Son söz olarak TFF ve MHK'ye çağrı: Lütfen iyi hakem yetiştirin ve iyi hakemleri korumasını bilin!
Futbol kulübü yöneticilerine çağrı: Lütfen her mağlubiyetten sonra mağdur edebiyatı parçalamayı, bütün suçu hakemlere yıkmayı, hakemleri baskı altına almayı ve sindirmeyi bırakın! Bırakın ki bu güzel oyunu yönetecek hakem bulabilelim. Yoksa bu gidişle bırakın bütün derbileri, ligin bütün maçlarını Halil Umut Meler yönetmek zorunda kalacak...
Veli Can Şahin
03.04.2023
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veli Can Şahin
Tarih ve Tekerrür
Hemen hemen her sezon olduğu gibi bu sezon da Fenerbahçe - Beşiktaş derbisi izleyenlere mükemmel anlar yaşatmayı başardı. Adeta 2020/2021 sezonunda oynana 3-4'lük maç ve yine 2004/2005 sezonunda Beşiktaş'ın Kadıköy'de yine 3-4 kazandığı maçların yeni bir versiyonu gibiydi dün akşamki derbi ve bu maçlar birlikte tarih yine tekerrür etti... Kadıköy'de oynana bir Fenerbahçe - Beşiktaş klasiği... Tam 6 gol, kırmızı kart, biri kaçan 2 penaltı, rakibi alkışlayan tribünler, daha neler neler...
Skor her ne olursa olsun, kim kazanırsa kazansın bir maçtan sonra rakip takım taraftarı tarafından alkışlanmak oldukça gurur verici bir şey olsa gerek. Dün akşam Beşiktaş oyuncuları ve teknik kadrosu bu durumu yaşadı ve sonuna kadar hak etti. Beşiktaşlı oyuncular bu duruma aslında biraz alışkın olabilirler. Daha önceki yıllarda oynanan ve yine eksik kalmalarına rağmen Kadıköy'de kazanmasını bildiler ve Fenerbahçe taraftarı tarafından alkışlandılar. Futbol gündemimizde bu kadar olumsuz şey varken, rakip takımı alkışlama durumunu ülkemiz futbolu adına bir kazanç olarak görmeli ve biz de Fenerbahçe taraftarını alkışlamalıyız.
Öte yandan galibiyeti kutlayan Beşiktaşlı taraftarların dışında, oyundan ve skordan en çok keyif alanlar şüphesiz Galatasaray taraftarıydı. Düşünsenize iki ezeli rakibiniz birbiriyle karşılaşıyor, bol gollü harika bir maçın ardından iki rakibinizden biri kazanıyor, fakat bu skor şampiyonluk yolunda en çok size yarıyor. Gerçekten muazzam...
Oyunda ise ilk yarıda tamamen üstünlüğü eline almış bir Fenerbahçe ve ilk şutunu 42. dakikada rakip kaleye Welinton'un ayağından gönderebilmiş bir Beşiktaş vardı. Fenerbahçe'nin formda golcüsü Valencia, penaltıdan attığı golle skoru 1-0 taşıdı ancak, bugün maça yeteri kadar konsantre olamadığını 27. dakikada kaçırdığı mutlak gol pozisyonunda gösterdi. İkinci yarıda yararlanamadığı penaltı ile de konsantre olamama durumunu kanıtlamış oldu. İki takım için adeta dönüm noktası olan bu penaltı belki de Fenerbahçe'ye şampiyonluk yolunda en büyük darbeyi vuran pozisyon oldu. Penaltıyı kaçıran Valencia'nın yerinde sanırım kimse olmak istemezdi. Düşünsenize tam bir sezonda 27 gol atıyorsunuz fakat atamadığınız bir penaltı golü her şeyi alt üst ediyor ve takımınızı şampiyonluktan ediyor. Sezon sonunda Fenerbahçe'nin kıl payı şampiyonluğu kaçırdığı bir senaryoda Enner Valencia gol kralı bile olsa bu penaltıyı belki de ömür boyu unutamayacak. Gerçek bir dram...
Sürprizlerin adamı Jorge Jesus, cezası nedeniyle kendisi takımının başında olamasa da şaşırtmaya her maç olduğu gibi bu maçta da devam etti. Neredeyse haftalardır 11'de yer almayan Mert Hakan ve Arda Güler'i ilk on birde başlattı. Sakatlıktan yeni dönen formsuz Joao Pedro da Alanyaspor maçının ardından yine ilk on birdeydi. Beşiktaş tarafında ise kazanan kadro bozulmaz mantığıyla İstanbulspor'u mağlup eden kadroyu bozmadı Şenol Güneş. Bir derbide ilk kez ilk on birde yer alan genç Arda kalitesini göstermesini bildi, takımına bir penaltı kazandırdı, bir diğer penaltı öncesinde de Valencia'ya kilit bir pas gönderdi. Tartışmalı penaltı pozisyonunda "kendini yere attı" tartışmalarının ortasında kalan genç Arda, umarız ilerleyen dönemlerde bu tarz durumların futbolunun önüne geçmesine izin vermez.
Beşiktaş'ta ise neredeyse her duran topun başına birlikte geçen Ghezzal ve Hadziahmetovic ikinci yarının başında birlikte oyundan alındı. Oyundan alınana kadar kornerlerde bile bu ikilin birlikte her topun başında olması gerçekten çok ilginç. Ceza sahasında kalabalık yaratmak veya ceza yayının üzerinde seken topları toplamak varken, köşe gönderinde iki kişi durmak neden? Modern futbolda pas olarak kullanılan korner organizasyonlarında bunun gibi durumları görmek mümkün ancak bu durumun korneri paslı kullanmaktan çok uzak bir durum olduğu aşikar. Beşiktaş'a geldiği günden bugüne sayısız duran top kullanan ve bu duran toplardan takımına sayısız asist ve gol kazandıran Ghezzal varken, bir umutla belki ben de kullanırım diye her topun başına geçen Hadziahmetovic'e, ilerleyen maçlarda Şenol Güneş'ten bir uyarı gelecektir.
İkinci yarıya Maxim ve Redmond değişikleriyle başlayan Beşiktaş, Redmond'ın 3 asist ve 1 gollük mükemmel performansıyla maçı kazanmasını bildi. Sadece 45 dakika oynayan bir oyuncu ancak oyuna bu kadar olumlu etki edebilirdi desek yeridir. Doğru değişikliklerle takımına maçı kazandıran Şenol Güneş'i de ayrıca tebrik etmek lazım. Kendisi saha dışından çok saha içine konsantre olduğunda ne kadar önemli işler yapabildiğini bir kez daha gösterdi ve kariyerinde birçok kez farklı takımlarla sahaya çıktığı Kadıköy deplasmanında ilk galibiyetini almayı başardı. Özet olarak son 5 sezonda sadece 2 derbi galibiyeti bulunan Fenerbahçe'de işler biraz daha kötü gitmeye, adı Brezilya Milli Takımı'yla anılan Jorge Jesus ve yönetim için tribünde istifa sesleri yükselmeye başladı.
Maçın hakemine gelecek olursak; Türkiye Futbol Federasyonu'nun bahsettiği gibi yapay zeka ile değil de manuel atama olarak maça atanan Halil Umut Meler, verdiği kritik kararlarla vasatın altında kaldı. Hocanın bariz bir şekilde baskı altında ve stresli oluşu, kararlarını verirken yaşadığı tedirginlik gözlerden kaçmadı. Bu sezon 5. derbisini yöneten Meler dışında Türkiye'de derbi yönetecek hakem bulunamaması şüphesiz önce Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu'nun, yaptıkları açıklamalarla her mağlubiyetten sonra hakemleri baskı altına alan ve sindirmeye çalışan yöneticilerin suçudur! Son söz olarak TFF ve MHK'ye çağrı: Lütfen iyi hakem yetiştirin ve iyi hakemleri korumasını bilin!
Futbol kulübü yöneticilerine çağrı: Lütfen her mağlubiyetten sonra mağdur edebiyatı parçalamayı, bütün suçu hakemlere yıkmayı, hakemleri baskı altına almayı ve sindirmeyi bırakın! Bırakın ki bu güzel oyunu yönetecek hakem bulabilelim. Yoksa bu gidişle bırakın bütün derbileri, ligin bütün maçlarını Halil Umut Meler yönetmek zorunda kalacak...
Veli Can Şahin
03.04.2023