Fenerbahçe bu sezon karşısına çıkan son fırsatı da kolayca harcamayı başardı. Dün akşam oynanan derbi, sarı lacivertlileri yeniden şampiyonluk potasına sokabilecekken taraftarın kâbusu haline geldi.
Aslında bu sezonki derbi performansına bakıldığında Fenerbahçe’nin Beşiktaş karşısında hiç de kolay olmayacak bir maça çıkacağı belliydi. Ancak aylardır umutları birer birer kırılan taraftar yine de takımın bu son ve büyük fırsattan faydalanabileceğini zannetti.
Oysa Jesus sezon başından beri oynanan büyük maçlardan hiçbir ders çıkarmamıştı.
ARDA İLK 11’DE AMA TREN KAÇTI
Jorge Jesus çalıştığı her takımla olduğu gibi Fenerbahçe ile de bir senelik sözleşme imzalamıştı. Tecrübeli hocanın takım için bir nimet olduğunu düşünen herkes Jesus’un kalması için yapılması gerekenleri sıralıyor, basında her gün hocaya gelen teklifler ve İstanbul’daki geleceği ile ilgili haberler çıkıyordu.
Ancak işler beklenmedik bir noktaya geldi. Kupa hasreti ile yanan taraftar şampiyonluk yolunda karşısına çıkan büyük bir şansı değerlendiremeyen takımının beceriksizliği ve başarısızlığıyla da yüzleşmek zorunda kaldı.
Jesus’un kibri ve inadı gelinen durumda büyük rol oynadı.
Sadece Arda Güler örneği bile konuyu anlatmaya yeter. Bu sezon ligde yalnızca üçüncü kez ilk 11 çıkan Arda Güler’den sezon başından beri doğru dürüst faydalanamamak kibir ve inattan başka neyle açıklanabilir ki?
Arda, tartışmasız Beşiktaş karşısındaki en etkili ve en başarılı isimdi. Tüm istatistikler de bunu gösteriyor. Buna rağmen oyuncu değişikliğinde ilk sırada kenara alındı.
Aklıma Jesus’un, Sevilla deplasmanında bir türlü gol bulamazken Arda ve Valencia’yı kenara alması geldi. Eminim o anda milyonlarca kişi gözlerine inanamamıştır. İlk aklımızdan geçen maçın o anda bittiği idi ve aynen de öyle oldu.
70 DAKİKA PEDRO’YA KATLANMAK
Bir de aynanın diğer yüzü var. Çıktığı tüm maçlarda sahada yürüyen, takıma katkıdan çok zarar veren, Sevilla maçında bulduğu tüm pozisyonları bozuk para gibi harcayan Joao Pedro nedense hocadan forma şansı bulmakta hiç zorlanmıyor.
Beşiktaş maçında da saç baş yolduran Pedro’nun durumu öyle vahim ki Fenerbahçe zaten dünkü maçı 10 kişi oynuyor gibiydi. Beşiktaş 10 kişi kalınca sarı lacivertlilerin hiçbir üstünlük sağlayamamasının nedenlerinden birisi de bu olsa gerek.
Jesus, Pedro’yu 70 dakika oyunda tutarak Fenerbahçe taraftarına sinir krizi geçirtmeyi tercih etti. Geç kalan Pedro değişikliği haricinde yapılan diğer oyuncu değişikliklerini de doğru bulmuyorum.
Hocanın özellikle derbi maçlarda tekrar eden taktiksel hatalarına hiç girmiyorum. Onları zaten işin ehli isimler detayları ile anlatıyor.
ARTIK BAHANE KALMADI
Şu gelinen durum Fenerbahçe Kulübü’ne büyük zarar veriyor. Ligin ikinci yarısı ile birlikte gerçekten de saha dışı problemler ve engellerle karşılaşıldı. Ancak Avrupa maçlarına ve son dönemdeki lig maçlarına bakıldığında Fenerbahçe’nin yetersiz kaldığı açıkça ortaya çıktı.
Takım sonuç almakta büyük güçlük çekiyor, futbolcular kırılgan, maçlara gayretle başlasalar da moral motivasyonları çok çabuk düşüyor. Jesus’a duyulan güven çoktan sarsıldı.
Jorge Jesus, sezon başında alınan iyi sonuçlarla Türkiye ligini çözdüğünü ve işinin kolay olduğunu düşünmüş olabilir. Bu erken başarı maalesef ki hocayı bizlerin bile kolayca görebildiği hatalara düşmeye yatkın kıldı.
Saha dışı konuların ve hakem hatalarının gündeme gelmesi de hocayı hem negatif etkiledi hem de büyük ihtimalle Türk futbolunu küçümseme duygusu içerisine soktu.
Ben Jesus’un zaten aylardır Fenerbahçe’de bir sezon daha kalmayı düşünmediğine, hatta kafasında planlarını çoktan yapmış olduğuna inanıyorum. Bence son aylarda takımın kimyasının bozulmasının en önemli sebeplerinden biri de bu.
Kısacası Jesus’u artık bırakın gitsin. Öyle bir fikri varsa bile zahmet edip kalmasın.
Türk futbolu günahıyla sevabıyla, güzellikleriyle bir dolu kusuru ve eksikleriyle fazlasıyla kendine has. Futbolcusundan yönetimine, MHK’sinden taraftarına kolay anlaşılamayacak dengelere ve zorluklara sahip. Yabancı bir teknik direktörün bu ligi tanıması, anlaması ve anlamlandırması gerçekten çok zor.
Fenerbahçe’nin, Süper Ligi ve Türk futbolunun dengelerini en baştan anlatacağı yabancı bir teknik adamdan faydalanabilmesi zor görünüyor. Galatasaray ve Beşiktaş’ın Hoca tercihlerindeki isabet de bunun kanıtı.
Dilerim ki yönetim yine bir bilinmezliğe ve maceraya atılmayarak yerli bir teknik direktör tercih eder. Derbi mağlubiyetinden sonra Sergen Yalçın ile görüşüleceği haberleri atıldı ortaya. Bu haberler büyük ihtimalle gerçeği yansıtmıyordur. Ancak yönetimin bunu bir düşünmesin isterim. Neden olmasın?
Instagram: sanem_uner
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Futbol
Basketbol
Voleybol
Diğer Sporlar
Web.tv
Sanem Üner
JESUS ZAHMET EDİP KALMASIN
Fenerbahçe bu sezon karşısına çıkan son fırsatı da kolayca harcamayı başardı. Dün akşam oynanan derbi, sarı lacivertlileri yeniden şampiyonluk potasına sokabilecekken taraftarın kâbusu haline geldi.
Aslında bu sezonki derbi performansına bakıldığında Fenerbahçe’nin Beşiktaş karşısında hiç de kolay olmayacak bir maça çıkacağı belliydi. Ancak aylardır umutları birer birer kırılan taraftar yine de takımın bu son ve büyük fırsattan faydalanabileceğini zannetti.
Oysa Jesus sezon başından beri oynanan büyük maçlardan hiçbir ders çıkarmamıştı.
ARDA İLK 11’DE AMA TREN KAÇTI
Jorge Jesus çalıştığı her takımla olduğu gibi Fenerbahçe ile de bir senelik sözleşme imzalamıştı. Tecrübeli hocanın takım için bir nimet olduğunu düşünen herkes Jesus’un kalması için yapılması gerekenleri sıralıyor, basında her gün hocaya gelen teklifler ve İstanbul’daki geleceği ile ilgili haberler çıkıyordu.
Ancak işler beklenmedik bir noktaya geldi. Kupa hasreti ile yanan taraftar şampiyonluk yolunda karşısına çıkan büyük bir şansı değerlendiremeyen takımının beceriksizliği ve başarısızlığıyla da yüzleşmek zorunda kaldı.
Jesus’un kibri ve inadı gelinen durumda büyük rol oynadı.
Sadece Arda Güler örneği bile konuyu anlatmaya yeter. Bu sezon ligde yalnızca üçüncü kez ilk 11 çıkan Arda Güler’den sezon başından beri doğru dürüst faydalanamamak kibir ve inattan başka neyle açıklanabilir ki?
Arda, tartışmasız Beşiktaş karşısındaki en etkili ve en başarılı isimdi. Tüm istatistikler de bunu gösteriyor. Buna rağmen oyuncu değişikliğinde ilk sırada kenara alındı.
Aklıma Jesus’un, Sevilla deplasmanında bir türlü gol bulamazken Arda ve Valencia’yı kenara alması geldi. Eminim o anda milyonlarca kişi gözlerine inanamamıştır. İlk aklımızdan geçen maçın o anda bittiği idi ve aynen de öyle oldu.
70 DAKİKA PEDRO’YA KATLANMAK
Bir de aynanın diğer yüzü var. Çıktığı tüm maçlarda sahada yürüyen, takıma katkıdan çok zarar veren, Sevilla maçında bulduğu tüm pozisyonları bozuk para gibi harcayan Joao Pedro nedense hocadan forma şansı bulmakta hiç zorlanmıyor.
Beşiktaş maçında da saç baş yolduran Pedro’nun durumu öyle vahim ki Fenerbahçe zaten dünkü maçı 10 kişi oynuyor gibiydi. Beşiktaş 10 kişi kalınca sarı lacivertlilerin hiçbir üstünlük sağlayamamasının nedenlerinden birisi de bu olsa gerek.
Jesus, Pedro’yu 70 dakika oyunda tutarak Fenerbahçe taraftarına sinir krizi geçirtmeyi tercih etti. Geç kalan Pedro değişikliği haricinde yapılan diğer oyuncu değişikliklerini de doğru bulmuyorum.
Hocanın özellikle derbi maçlarda tekrar eden taktiksel hatalarına hiç girmiyorum. Onları zaten işin ehli isimler detayları ile anlatıyor.
ARTIK BAHANE KALMADI
Şu gelinen durum Fenerbahçe Kulübü’ne büyük zarar veriyor. Ligin ikinci yarısı ile birlikte gerçekten de saha dışı problemler ve engellerle karşılaşıldı. Ancak Avrupa maçlarına ve son dönemdeki lig maçlarına bakıldığında Fenerbahçe’nin yetersiz kaldığı açıkça ortaya çıktı.
Takım sonuç almakta büyük güçlük çekiyor, futbolcular kırılgan, maçlara gayretle başlasalar da moral motivasyonları çok çabuk düşüyor. Jesus’a duyulan güven çoktan sarsıldı.
Jorge Jesus, sezon başında alınan iyi sonuçlarla Türkiye ligini çözdüğünü ve işinin kolay olduğunu düşünmüş olabilir. Bu erken başarı maalesef ki hocayı bizlerin bile kolayca görebildiği hatalara düşmeye yatkın kıldı.
Saha dışı konuların ve hakem hatalarının gündeme gelmesi de hocayı hem negatif etkiledi hem de büyük ihtimalle Türk futbolunu küçümseme duygusu içerisine soktu.
Ben Jesus’un zaten aylardır Fenerbahçe’de bir sezon daha kalmayı düşünmediğine, hatta kafasında planlarını çoktan yapmış olduğuna inanıyorum. Bence son aylarda takımın kimyasının bozulmasının en önemli sebeplerinden biri de bu.
Kısacası Jesus’u artık bırakın gitsin. Öyle bir fikri varsa bile zahmet edip kalmasın.
Türk futbolu günahıyla sevabıyla, güzellikleriyle bir dolu kusuru ve eksikleriyle fazlasıyla kendine has. Futbolcusundan yönetimine, MHK’sinden taraftarına kolay anlaşılamayacak dengelere ve zorluklara sahip. Yabancı bir teknik direktörün bu ligi tanıması, anlaması ve anlamlandırması gerçekten çok zor.
Fenerbahçe’nin, Süper Ligi ve Türk futbolunun dengelerini en baştan anlatacağı yabancı bir teknik adamdan faydalanabilmesi zor görünüyor. Galatasaray ve Beşiktaş’ın Hoca tercihlerindeki isabet de bunun kanıtı.
Dilerim ki yönetim yine bir bilinmezliğe ve maceraya atılmayarak yerli bir teknik direktör tercih eder. Derbi mağlubiyetinden sonra Sergen Yalçın ile görüşüleceği haberleri atıldı ortaya. Bu haberler büyük ihtimalle gerçeği yansıtmıyordur. Ancak yönetimin bunu bir düşünmesin isterim. Neden olmasın?
Instagram: sanem_uner