• Fenerbahçe haberleri
  • Galatasaray haberleri
  • Beşiktaş haberleri
  • Trabzonspor haberleri
  • Adana Demirspor haberleri
  • Ankaragücü haberleri
  • Antalyaspor haberleri
  • Fatih Karagümrük haberleri
  • Gaziantepspor haberleri
  • Giresunspor haberleri
  • Hatayspor haberleri
  • Kasımpaşa haberleri
  • Kayserispor haberleri
  • Konyaspor haberleri
  • Medipol Başakşehir haberleri
  • Sivasspor haberleri
  • Ümraniyespor haberleri
  • İstanbulspor haberleri

Son Dakika

    HEPİMİZ KARDEŞİZ

    Yazının Giriş Tarihi: 10.02.2023 12:47
    Yazının Güncellenme Tarihi: 10.02.2023 12:47

    Dünya yüzyıllardır doğa olaylarıyla yüzyüze kalmıştır. Büyük dınazorlar, sel felaketlerı ,sonradan  yükselen  adacıklar, yıldırımlar, fırtınalar, tayfunlar, çığlar ve depremler.

    Yıllar geçtıkçe bunların bir kısmı hızını kesmiş ve yerini daha ılımlı bir yapıya kavuştumuştur.

    Ama ılımlı olmayan ve acımasız bir doğa olayı ülkemizi kasıp kavuruyor. 

    Türkiye Cumhurıyeti yeni kurulduğu yıllarda 1939 Erzincan Depremi ile ciddi biçimde sarsılmıştı. Onbinlerce insan hayatını kaybetmiş ve büyük felaket olarak zihinlerde kazınmıştı .

    Bir kardeşim var. O da Jeofizik mühendisi. Bazen takıldığım birşey olduğu zaman açar ona sorarım. 1999 depremi olduğu sıralarda bir soru sormuştum. Erkan'a o da şu yanıtı vermişti. 

    ''Bu iş toprak ve bınada bitiyor. Avilyonlu toprağa bina yapılmaz. Düzgün toprağa da kalitesiz bina olmaz. İkisininde kalıteli olması gerekir. Mesela  öyle semtler var ki sanki intihar yeri '' 

    Ben bu sözü hiç unutmadım.

    Dünyada yer sarsıntılarının en  fazla  hissedildiği yer Japonya'dır. 6 Ağutos 1945 'de  Amerika'nin attığı Hiroşima ve  Nagazaki 'ye atom  bombalarıyla adeta yok olma durumuna gelen Japonya bugün dünyanın en gelişmiş 7 ülkesinden biridir. Üstelilk  Japonya  üstüste yaşadığı inanılmaz deprem fırtınaları ile birlikte hareket etmeyi öğrenmiştir. 

    Geçtiğimiz hafta televizyonda program bittikten sonra dinlenmeye çekilmiştim. Ama önümdeki televizyonlarda tartışma programı izlerken birden bir yazı belirdi. Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.4 deprem olduğu yazıyordu. Şaşırdım. Güney Doğu  Anadolu fay hattını biliyordum. Hatta bu  fay  hattının Samandağ'dan denize çıktığını da öğrenmiştim. Fakat konu Pazarcık'la kalmadı. Öğle saatlerinde Elbistan 7.6  ile  sarsıldı. Gece olan Pazarcık'da da ölçek 7.8 'i  buldu.

    Anladığım kadarı ile  9 saat ara ile iki ayrı depremin olması mümkün değil. Bu Japonya 'da dahi görülmemiş. 

    İki fay aralığı demiryollarını dahi üç-dört metre ayırmış bükmüş.

    Ülkenin kendine gelmesi  bir  yarım günü buldu. Müthiş  bir dayanışma ve dünyada az görülür bir birleşme. Milyonlarca insan 10  yaralı kente ellerinde ne varsa yağdırdı. Hatta atladı arabasına gitti. Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kilis, Osmanıye, Adana, Kahramanmaraş, Malatya, Şanlıurfa gibi  kentler adeta bir yumak halıne geldi. 

    Biz İstanbul'dayız. Ama gözümüze uyku girmiyor. O insanların kurtarılışı her seferinde gözümüzden yaşlar akıtıyor. 

    Ağlıyoruz. Ağlamak güzel bir olgudur. Vicdanı olan ağlar derler. Bizim gibi ülkesini çok sevenler de ağlar. Çünkü vicdan önemli bir vasıftır. Vicdan, ahlak, emek, inanç, vasıf bunlar bir insan da birleşirler. 

    İnsanın temelinde yatan bu saydıklarım bile bazen yetmeyebilir. Ama Türk toplumu bu olayla şunu göstermiştir ki, 85 milyon kardeştir bu kardeşliğide kimse bizim elimizden  alamaz.

    Hoşcakalın 

    Yükleniyor..
    Yorum Ekle
    Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
    Yorumlar
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.