• Fenerbahçe haberleri
  • Galatasaray haberleri
  • Beşiktaş haberleri
  • Trabzonspor haberleri
  • Adana Demirspor haberleri
  • Ankaragücü haberleri
  • Antalyaspor haberleri
  • Fatih Karagümrük haberleri
  • Gaziantepspor haberleri
  • Giresunspor haberleri
  • Hatayspor haberleri
  • Kasımpaşa haberleri
  • Kayserispor haberleri
  • Konyaspor haberleri
  • Medipol Başakşehir haberleri
  • Sivasspor haberleri
  • Ümraniyespor haberleri
  • İstanbulspor haberleri

Son Dakika

    Avcı beni şaşırttı

    Yazının Giriş Tarihi: 10.03.2023 12:19
    Yazının Güncellenme Tarihi: 10.03.2023 12:25

    Ahlak düşünce tarıhınde çeşitli  açılardan tartışılmıştır. Ahlaklı olmanın temelinde hangi  ilkelerin  bulunduğu ya da  bulunması  gerektiği ya  da  hangi  davranış türlerinin ahlaklı ya  da  ahlakdışı olduğu gibi  sorular yanıtlanmaya  çalışılmıştır.

    Bu  eski  Yunandan beri felsefenin  konusu olmuştur.

    Rönesans ve Aydınlanma 'yla başlayan  gelişme  içinde  Batı  medeniyetleri  daha  doğrusu ile  Hrıstıyanlıkta  ahlak  bazı değişimlere  uğramış  ve katı  kurallardan  çıkarılarak özgürlükçü ve  akılcı  tanımları ile ahlak anlayışına  yönelinmiştir. 

    Bu  süreçte  en önemli yeri  tutan  da  Alman  filozof  Kant'ın ahlak  çözümlemesidir. 

    Kant  ne demiştir:

    Königsberg 'li (Orta  Almanya ) filozof kendisinden   önceki  bütün  ahlakları   bir  çıkar  gözettikleri  ya  da   bir  çıkar  sağlama  peşinde  oldukları için  eksik bulur. Gerçekte  Kant'a   göre birey  iyiliği dünyada  ya da  öbür dünyadaki '' mutluluk '' umuduyla  yapmaktadır. Yıne Kant 'a  göre bu   ödev  olarak  da yapılmalıdır. 

    Kant'ın  ahlakı ınsanlarda  ortak bir  nitelik  bulunduğu düşüncesine  dayanır. 

    Kant'ın  ahlak  çevrimi  yıne  zamanın  çok  önemli  felsefecilerinden  Hegel tarafından  da  eleştirilmiştir. Karl  Marx ve Engels'de  ahlak  konusunu  çok  siyasete  doğru  bir  uzantı halıne sokmuşlardır. 

    Bu  konu   öyle  üç-beş   satırla  geçiştirilecek  gibi  değildir. 

    Helenic  çağdan  başlar  ve 1980'de ölen Jean Paul Sartre '(Fransız felsefeci )  kadar   uzanır. 

    Ben  felsefe   ve ahlakla  girdim  ama  konum bambaşka.

    Trabzonspor'dan  istifa  eden  Abdullah Avcı. Abdullah Avcı   hocalığından  çok   mental  yapısı   ile    pek  tuttuğum  biri  değildi. İnsanlar   doğal  olarak kimini  severler   kımıni de  benimsemezler. 

    Yani  Avcı   Mıllı  takım  hocalığından  beri  benimsediğim  biri  değildi. Kendisinde  beni  iten  bir  şeyler vardı .Sosyolog olduğum  için  insan  yapısından  yani '' anatomi''  biraz anlıyorum  dıyelim. 

    Hoca  Beşiktaş'da  iken   tazmınatını ''takır  - takır'' aldı. Bunu  eleştirir mısınız ? Tabiiki hayır. Hocanın  hakkı. İşten el  çektirilmiş. Kapıya  konmuş. Tazmınat mutlaka almalı. 

    Gelelim  sonraki  aşamaya.

    Trabzonspor  ile   geçen sezon   başkan Ahmet Ağaoğlu'nun  (sanıyorum  ligin  ortalarıydı ) ısrarı  ile   tam  üç  yıllık  anlaşma  yaptı .Aklıma  hemen  Beşiktaş  geldi. Neden  üç  yıl  dedim  kendi  kendime. Bunu  çalıştığım  televizyon  programımda  da  söyledim. 

    Aradan   süre  geçti. Trabzonspor  şampiyon  oldu. Ama  o  şampiyon takımdan  13 kişinin  gitmesine  izin verdi. Yani  şampiyon  kadroyu  dağıttı .Niye  dağıttığı  belli  değil. 

    Bir  ara Hamsik  ile  sorunu  oldu. Zaten  futbolcularla zaman  zaman  bireysel  sorunlar yaşamıştır. 

    Bunları geçelim. 

    Ayrılık  zamanı   Trabzonspor'dan  bir  kuruş  istemedi. Üç  yıllık   sözleşmeyi  yırttı  attı.  

    Bravo  beni şaşırttı  Ama   aklıma   hep   yazımın  başında  yazdığım Emmanuel  Kant 'ın  sözü  gelir. Tekrar  etmeye  gerek  yok .

    Hoşcakalın

    Yükleniyor..
    Yorum Ekle
    Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
    Yorumlar
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.