Insanın bir özelliği de akılla donanmış olmasıdır. Hayvanın iç güdüsü vardır. Insanın aklı. Ama nedır akıl? Akıl, bilip tanımayı yargılamayı ve ilkelere göre davranmayı sağlayan insana özgü bir yetenektir.
Aklını kullanmak bir anlamda içgüdüye, duyguya, tutkuya karşıt oluştur.
Akıl bir ıdeal, bir tavır, bir yöntemdir. Ve insanın ayrılığı doğada belirlenir.
Insan bilinci her zaman aklı olmaktan uzaktır. Insan hayal eder. O bilinç düşler sanır ve aldanır. Heyecanlandırır, kızıp öfkelenir, isteklerine gerçek diye bakar.
Bununla beraber aklın yardımı olmaksızın ınsanlar görüs ayrılıklarını bir sonuca bağlayamazlar. Herşeye karşın akıl gereklidir.
İşte felsefede bu gerçekliği göz önünde tutup o aracı son olanaklarına değin kullanmaktan başka birşey değildir.
Kısacası akıl bilinçlere kural hızmeti görür.
Akılcılık 19'un yüzyılın başlarında Alman filozof Hegel'in yöntemleriyle zenginleştirilmiştir. O yüzyıldan başlayarak devrimci bir dünya görüşünü belli kalıplar içinde terli yerine oturtulur.
Akıldan bu kadar söz ederken inancı, bilinci, hoşgörüyü emegi, nereye koyarız. Bu saydıklarım mutlaka insanlarda bulunması gereken detaylardır. Ama kımınde eksiktir kiminde fazladır.
Gelelim yaşadıkarımıza;
Yaklaşık bir süre önce Güney Anadolu'da çok ciddi, yaklaşık 30 katrilyonluk enerjiye sahip iki deprem yaşadık. Bu konu o kadar içimize girdi ki, enkazdan çıkan her canlı bizim için umut ışığı, hayata yeniden tutunma, oldu. 100 bine yakın çalışan ile dünya devletlerinden gelen yedi bin 500'ü aşkın kurtarma mensupları biraz olsun yüreklerimize su serptiler.
Yunanlısı olsun Çınlısı, Azerisi, İtalyanı, İngilizi hep beraber bir can kurtarmanın peşine düştüler. İspanyollar 70 doktorla birlikte şehrin göbeğine sahra hastanesi kurdular.
Ortalık tam bir sevinç ve hüzün yumağı. Gözyaşları sanki Sakarya nehrinin akıntısına takılmış gidiyor.
Futbol mu. O ne? Hepimiz unuttuk.
Ama üzerimizde taşıdığımız akıl ile bilinçı, sabrı, emeği birbiri ile karıştırıp bu kaosdan çıkmak istiyoruz.
İnşallah.
Hoşcakalın
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ferhan Tezcan
AKLIN PAYI
Insanın bir özelliği de akılla donanmış olmasıdır. Hayvanın iç güdüsü vardır. Insanın aklı. Ama nedır akıl? Akıl, bilip tanımayı yargılamayı ve ilkelere göre davranmayı sağlayan insana özgü bir yetenektir.
Aklını kullanmak bir anlamda içgüdüye, duyguya, tutkuya karşıt oluştur.
Akıl bir ıdeal, bir tavır, bir yöntemdir. Ve insanın ayrılığı doğada belirlenir.
Insan bilinci her zaman aklı olmaktan uzaktır. Insan hayal eder. O bilinç düşler sanır ve aldanır. Heyecanlandırır, kızıp öfkelenir, isteklerine gerçek diye bakar.
Bununla beraber aklın yardımı olmaksızın ınsanlar görüs ayrılıklarını bir sonuca bağlayamazlar. Herşeye karşın akıl gereklidir.
İşte felsefede bu gerçekliği göz önünde tutup o aracı son olanaklarına değin kullanmaktan başka birşey değildir.
Kısacası akıl bilinçlere kural hızmeti görür.
Akılcılık 19'un yüzyılın başlarında Alman filozof Hegel'in yöntemleriyle zenginleştirilmiştir. O yüzyıldan başlayarak devrimci bir dünya görüşünü belli kalıplar içinde terli yerine oturtulur.
Akıldan bu kadar söz ederken inancı, bilinci, hoşgörüyü emegi, nereye koyarız. Bu saydıklarım mutlaka insanlarda bulunması gereken detaylardır. Ama kımınde eksiktir kiminde fazladır.
Gelelim yaşadıkarımıza;
Yaklaşık bir süre önce Güney Anadolu'da çok ciddi, yaklaşık 30 katrilyonluk enerjiye sahip iki deprem yaşadık. Bu konu o kadar içimize girdi ki, enkazdan çıkan her canlı bizim için umut ışığı, hayata yeniden tutunma, oldu. 100 bine yakın çalışan ile dünya devletlerinden gelen yedi bin 500'ü aşkın kurtarma mensupları biraz olsun yüreklerimize su serptiler.
Yunanlısı olsun Çınlısı, Azerisi, İtalyanı, İngilizi hep beraber bir can kurtarmanın peşine düştüler. İspanyollar 70 doktorla birlikte şehrin göbeğine sahra hastanesi kurdular.
Ortalık tam bir sevinç ve hüzün yumağı. Gözyaşları sanki Sakarya nehrinin akıntısına takılmış gidiyor.
Futbol mu. O ne? Hepimiz unuttuk.
Ama üzerimizde taşıdığımız akıl ile bilinçı, sabrı, emeği birbiri ile karıştırıp bu kaosdan çıkmak istiyoruz.
İnşallah.
Hoşcakalın