ÜÇ STOPER BİR GOLCÜ = GİDEN TUR

İğne atsan yere düşmezdi Kadıköy’de. Taraftar tura hazırdı. Fakat aynı şeyi Jorge Jesus için söyleyebilir miyiz emin değilim.

Arda Güler’in oyun kurucu olarak ilk 11 başlaması herkesi heycanlandırdı.

Sevilla önceki maça göre skor avantajının verdiği rahatlıkla daha da temkinli ve organizeydi.

Fenerbahçe ligde çok uzun süredir denemediği İsmail Yüksek ve Oostervolde ile başladı.

Arao ve Crespo gibi süre alan oyuncuların kenarda oturması olumlu mu olumsuz mu derseniz ben en azından birinin sahada olmasını isterdim.

Goller bulması gereken maçta 82 dakika boyunca 3 stoper ile devam eden, gol ayağı Valencia’yı çıkarıp Rossi’yi sahaya süren Jorge Jesus geçilemeyen turun baş mimarı oldu.

İlk yarı penaltı ile öne geçildikten sonra kaçan gol ise turun ne kadar zor olduğunu, deplasmanda yenen bedava gollerin bedelinin ağır olduğunu bir kez daha öğretti!

Devreye 1-0 ile giren Fenerbahçe döndüğünde aynı dizilişle sahadaydı.

Sürekli arkada top çevirip oyunu Ferdi - Arda kanadı üzerinden kurmaya çalıştı sarı kanarya.

Ortada istasyon olabilecek araya topu atabilecek oyuncu azlığı ve hücumda yeterince çoğalamamanın sıkıntısını gideremedi Jesus.

Temelde 3. bölgede çoğalamayan, topu önde tutup oyun üstünlüğü kuramayan Fenerbahçe 3 stoperin de arkada kalmasıyla Sevilla’nın işini kolayladı.

Oysa sıkışmış oyunu daha erken Emre Mor hamlesi bir nebze çözebilirdi.

Valencia çıktıktan sonra daha da yalnızlaşan Fenerbahçe hücumcuları golü bulamayınca tur İspanyol ekibine kaldı.

Arda, Valencia ve Emre Mor ile önemli fırsatların kaçması bir Fenerbahçe klasiğiydi.

İspanyol ekibinin çirkefliğine Kale arkası tribününün düşüncesizliği eklendi. Oyunun soğuması rakibe yaradı. Ve maç kazanılsa da tur gitti.

Fenerbahçe bu oyunu geliştirmezse ne Alanya’yı ne de Beşiktaş’ı geçemez. Jorge Jesus artık bir karar vermeli!

Sezen Aksu’nun şarkısı ile bitireyim.

“Madem ki istiyorsun öyleyse durma git, inan bana sandığın kadar üzgün değilim..”

Maçın Üçlüsü

Arda Güler - Szalai - İsmail Yüksek