TARAFTAR KÂBUSU VE KARAOĞLAN

Karaoğlan merhum başbakanımız Bülent Ecevit’e halkın taktığı bir lakaptı. Dürüst, güvenilir ve hakyemez bir insandı Karaoğlan.

Bir de TFF’nin Karaoğlan’ı var. Kafa atarlar yeterli görmez, VAR çağırır banand der, ceza alır 3 hafta sonra kırmızıyı vermediği takımın maçına atanır bu defa kafa, yumruk tokat karışımını görmez.. yetti mi?

Yetmez, hemen ardından Fenerbahçe maçına atanır Karaoğlan!

TFF’nin has adamı maçı berabere bitirmek için elinden geleni yapar!

TFF’nin Karaoğlan’ı ile Türkiye’nin Karaoğlan’ı bir olamaz tabi.

İsmail Yüksek’e öyle bir kart gösterdi ki Atilla Karaoğlan şaşıp kalırsınız.

Fenerbahçe’nin 6 numarası hamlesiz kaldı.

Maçın içini dışını karışturdı diyeyim siz anlayın.

Fenerbahçe’nin derdi çok, rakiple boğuş, hakemle boğuş algıcılarla boğuş, yetmedi bir de kendi taraftarınla boğuş. 

Tüm takımı kutlarım. Yine karakter gösterip dönmesini bildiler. Bazen kötü olabilirler ama canlarını dişine kattıkları anlar daha çok inanın.

Maça geçeyim

İlk yarı da oyunu rakibe kabul ettirmeye çalışan ama belli oranda bunu başaran bir Fenerbahçe vardı sahada.

Geçen haftanın kahramanları Zajc ve Arda başlangıçta yerini almıştı.

Jorge Jesus’un iç sahada baskılı bir oyun istemesi Serdar ve Rossi tercihleriyle görüldü.

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.

Kısmen istekli bir Fenerbahçe sahadaydı.

Sağlıklı olduğu sürece Arda hep oynamalı.

Arda Güler resitalini izledik, kayda değer olan 2 korner topunun direkten dönmesi ve çizgiden çıkan toptu.

Muhteşem oynayan, tribünleri mest Arda Güler her geçen gün daha da büyüyor.

Futbol aklı, isteği ve klasıyla maçtaki farklılığını hissettirdi süper yıldız.

Devreye Atilla Karaoğlan’a olan protestolarla girilmesinin sebebi İsmail’e verdiği saçma karttı. Faul olmayan pozisyonda gösterdiği kart devre sonuna hazırlık gibiydi.

Devrede oyunda varlık gösteremeyen Serdar yerine bir başka varlık gösteremeyen Pedro sahadaydı.

İlerde çoğalamayan sarı kanarya aksak bir oyunu oynarken kenardan doğru hamleler geldi.

Maç daha tutuk, oyun daha kötüydü ikinci 45’te. Jesus takımını uyandırmak için üretken olabilen tüm oyuncuları sahaya sürdü.

İrfan, Crespo, Emre Mor..

Ankaragücü ise son haftalarda iyi oynadığı oyunun son bölümünü yine iyi oynamaya başlamıştı ve Emre-İrfan hatası sonucu kontradan golü buldu.

Yenen golden sonra rakiple, hakemle boğuşan Fenerbahçe’nin karşısına bir de gergin tribünler eklendi. Dönüşü zor bir 10 dakika bekledi Kanarya’yı.

Ankaragücü daha da geri yaslandı, fakat bu sefer kendinden istenenleri, kalitesini çok daha iyi kullanan İrfan Can Kahveci maça ağırlığını koyup yaptığı hatayı telafi etti. 

İrfan’a yapılan penaltı bir kısıma göre ağır gelebilir ama bana göre gri bir penaltıydı.

Valencia’nın golü, tribünlerin yönetim istifa’sı  27 gollü Valencia’nın isminin anonsuna karşılık vermeyen stat derken sahaya karakter koyan oyuncular maça asılmaya devam etti.

Bu sever İrfan’ın çizgiden çıkardığı topu plaseledi Crespo, savunmadan döndü ama ikinci vuruşu tıngır mıngır kaleye doğru gitti.

Tüm stat kendini topa kavis verir gibi yamulttu ve ızdırap gibi giden top filelerle buluştu.

Maç sonucu tayin oldu.

Fenerbahçe 3 puanı hanesine yazdı.

Dikkat çeken unsurların başında İrfan ve Valencia’yı yuhalayanların gollerden sonra çılgınca sevinmesiydi!

Fenerbahçe seyircisi düzelmeden Fenerbahçe düzelir mi çok emin değilim.

Aynı zamanda 1 söz de yönetime söylemeliyim; maç sonu istifa çağrısı olmasın diye son ses müzik vermeyi akıl edene kadar algıcı camianın hamlelerine akıl yettirirseniz bu iş düzelir.

Maçın Üçlüsü

İsmail Yüksek - Arda Güler - İrfan Can Kahveci