Fenerbahçe şanssız bir şekilde elendi Dinamo Kiev’e. Özellikle ikinci yarıya sarı kartı olan İsmail Yüksek’le başlayan Jesus mağlubiyeti hazırlayan kişiydi,
Eleştiri varsa takdiri de unutmamalı.
Jesus’un ikinci yarı oyuna aldığı ve 10 kişi kalındığı süreçte fiziken ve oyun olarak yetersiz kalan Emre Mor’u kenara alması ise takdirlik bir olay.
Dinamo Kiev’in ilk golü sonrası 29 numaralı Buyalski maç öncesi kendilerini alkışlayan tribünlere saygısız ve terbiyesizce hareket yapınca yaklaşık 20/30 saniye ‘Putin’ diye tempo tutan bir tribünle karşışatı.
Bu tempoyu yapmayacak takım taraftarı var mı?
Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon olsa aynısı olmaz mıydı?
Yüzde yüz olurdu.
Ya da rakip CSKA Moskova olsa aynı şartlarda tribünler ‘Zelenski’ diye bağırmaz mıydı?
Peki Kiev’in 2. golü sonrası neden tribün aynı tepkiyi göstermedi dersiniz?
Kiev’li oyuncuların sadece gole sevinmesi bir yanıt olabilir.
Olayın diğer boyutunu daha çok önemsiyorum.
Ekranlarda, sosyal medyada, köşe yazılarında, atılan maillerde ve benzeri şeylerde direkt 3 Temmuz kokusu geliyor insanın burnuna.
Hep aynı UEFA sopocıları, hep aynı MEN’ciler, hep aynı bizi rezil ettinizciler, hep aynı mailciler!
Kendi soyunma odalarında çıkan kavgayı anlaşıp manşetlere taşımayan çalı çırpı ile bu işlere benzin dökenler aynı kişiler.
Bir defa UEFA’nın çıkarcı ve ırkçı bir topluluk olduğunu bilmeliyiz!
Türk takımlarının maçlarında terör örgütü bayrağı açanlara,
Türkiye haritasını bölünmüş şekilde teibünde pankart yapanlara,
Milli maçlarımızda bize yas bandı taktırmayıp İtalyanlara izin veren,
Dinamo Kiev, Partizan, Olimpiakos ve benzeri takımlara ne ceza vermişki UEFA?
Ama konu Türkiye olunca çok çetin oluyorlar, sebebi burdan çok yandaş bulmaları.
Unutmamalıki Galatasaray hükmen elenmesin diye ikili ilişkilerini kullanan Fenerbahçe başkanıydı!
Kısası konu Fenerbahçe olunca hep aynı kişiler, hep aynı yazarlar, hep aynı taraftar grupları bir ateş yakıyor.
Haksız ya da haklı farketmiyor hemen harekete geçiyorlar.
Ama sorsanız çok milliler, çok yerliler.
Ukrayna büyük elçisinin söylediği çirkin sözleri ise es geçiyorlar!
“Putin’in takımını yendik.”
Sonuç?
Ali Koç’un mükemmel açıklamaları sonrası kendileri özür mahiyetinde açıklamalar yaptılar.
Kendileri için hazırlık maçı yapıp gelirini Ukrayna’lı savaş mağdurlarına yollayan Fenerbahçe’ye daha gerçek bir özür borçlular aslında.
Maçın Üçlüsü
Riyakar - Spor - Taraftarı
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erhan Alveroğlu
Adaletsiz UEFA ve 3 Temmuz Hücreleri!
Fenerbahçe şanssız bir şekilde elendi Dinamo Kiev’e. Özellikle ikinci yarıya sarı kartı olan İsmail Yüksek’le başlayan Jesus mağlubiyeti hazırlayan kişiydi,
Eleştiri varsa takdiri de unutmamalı.
Jesus’un ikinci yarı oyuna aldığı ve 10 kişi kalındığı süreçte fiziken ve oyun olarak yetersiz kalan Emre Mor’u kenara alması ise takdirlik bir olay.
Dinamo Kiev’in ilk golü sonrası 29 numaralı Buyalski maç öncesi kendilerini alkışlayan tribünlere saygısız ve terbiyesizce hareket yapınca yaklaşık 20/30 saniye ‘Putin’ diye tempo tutan bir tribünle karşışatı.
Bu tempoyu yapmayacak takım taraftarı var mı?
Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon olsa aynısı olmaz mıydı?
Yüzde yüz olurdu.
Ya da rakip CSKA Moskova olsa aynı şartlarda tribünler ‘Zelenski’ diye bağırmaz mıydı?
Peki Kiev’in 2. golü sonrası neden tribün aynı tepkiyi göstermedi dersiniz?
Kiev’li oyuncuların sadece gole sevinmesi bir yanıt olabilir.
Olayın diğer boyutunu daha çok önemsiyorum.
Ekranlarda, sosyal medyada, köşe yazılarında, atılan maillerde ve benzeri şeylerde direkt 3 Temmuz kokusu geliyor insanın burnuna.
Hep aynı UEFA sopocıları, hep aynı MEN’ciler, hep aynı bizi rezil ettinizciler, hep aynı mailciler!
Kendi soyunma odalarında çıkan kavgayı anlaşıp manşetlere taşımayan çalı çırpı ile bu işlere benzin dökenler aynı kişiler.
Bir defa UEFA’nın çıkarcı ve ırkçı bir topluluk olduğunu bilmeliyiz!
Türk takımlarının maçlarında terör örgütü bayrağı açanlara,
Türkiye haritasını bölünmüş şekilde teibünde pankart yapanlara,
Milli maçlarımızda bize yas bandı taktırmayıp İtalyanlara izin veren,
Dinamo Kiev, Partizan, Olimpiakos ve benzeri takımlara ne ceza vermişki UEFA?
Ama konu Türkiye olunca çok çetin oluyorlar, sebebi burdan çok yandaş bulmaları.
Unutmamalıki Galatasaray hükmen elenmesin diye ikili ilişkilerini kullanan Fenerbahçe başkanıydı!
Kısası konu Fenerbahçe olunca hep aynı kişiler, hep aynı yazarlar, hep aynı taraftar grupları bir ateş yakıyor.
Haksız ya da haklı farketmiyor hemen harekete geçiyorlar.
Ama sorsanız çok milliler, çok yerliler.
Ukrayna büyük elçisinin söylediği çirkin sözleri ise es geçiyorlar!
“Putin’in takımını yendik.”
Sonuç?
Ali Koç’un mükemmel açıklamaları sonrası kendileri özür mahiyetinde açıklamalar yaptılar.
Kendileri için hazırlık maçı yapıp gelirini Ukrayna’lı savaş mağdurlarına yollayan Fenerbahçe’ye daha gerçek bir özür borçlular aslında.
Maçın Üçlüsü
Riyakar - Spor - Taraftarı