Ana plan kurgusu turu getirme açısından olumluydu da…
Geriden oyun kurarken Larsen’i öne göndererek üçlü başlangıç, bazı pozisyonlarda iki bekin öne giderek belli ki Siopis’nin stoperlere yaklaşması ile kurgulanmıştı…Devamındaki pas trafiği, topu rakip sahada tutma isteği ve üçüncü bölgede yapılması planlanan set oyunları Trabzonspor’un skor bulmasına yardımcı olacak unsurlardı…
Djaniny ile de o geçişi hemen maçın başında buldu ancak değerlendiremedi bordo-mavililer…
Hücumda kazanılan ikinci toplarla atak devamlılığının sağlanması Trabzonspor’a hem ofansif açıdan hemde rakibin geçiş yapmasını engelleyerek defansif açıdan zaman zaman katkı sağlasa da geride başlamanın aldıracağı risklerle de bir kaç pozisyon da verdi…
Rakip kendi yarı sahasında pozisyon alarak direkt hücumla sonuca gitmeyi planlanmıştı…İlk yarım saatte böyle bir pozisyon yakaladılar fakat sonuçlandıramadılar.
Bazı pozisyonlarda top rakibe geçtiğinde Trabzonspor’un ikinci bölgede veya daha derine çekilerek kazandığı toplarla hızlı hücum yapma isteği vardı…
Rakibi kalesine bu kadar yaklaştırdığı pozisyonlarda agresif savunmadan ödün vermemek, rakibe alan ve zaman bırakmamak gerekliydi…
Futbolda bu anlamda eksiklik göstermemek birinci öncelik olmalı…
Trabzonspor ikinci yarıda ön alanda sürekli hareketli olup topa az dokunarak pas dolaşımına sabırla devam etmeliydi…
Uygun opsiyonları bulup doğru değerlendirip rakibe de geçiş yaptırmalıydı…
Çünkü Kopenhag merkezi çok iyi kapatıyor ve ceza sahasına çok gömülen bir takım, burada ceza sahası dışından atılacak şutlar ve duran top hücumları kilidi açabilirdi…
Bunun içinde Bakasetas öncelikti ancak hoca onu maçın başında tercih etmedi…
İkinci yarı tüm bu planlar beklenirken hatta Bakasetas’la başlar derken olay tam tersi bir görüntü ile başladı…
İlk on dakika tamamen rakip topa sahip olup oyuna hükmetti.
İkinci yarının başlangıcını iyi yapamayan Trabzonspor bu dakikadan sonra rakibinde ana planına (kendi yarı sahasında bekleme) geçmesiyle oyunu rakip yarı sahaya yıktı…Fakat pozisyon üretme anlamında etkili olamadı.
Trabzonspor hem topun dolaşım hızını istediği gibi ayarlayamadı hemde bir türlü derine oynayıp boş oyuncuyu bulamadı…
Bunda derin pas atma becerisinin ve özgüven eksikliği önemli roldeydi…
Trezeguet oyuna dahil olduktan sonra bir kaç pozisyon yakalasa da Trabzonspor zaman geçtikçe yorgunluk baş gösterdi rakip hep ayakta kaldı ama Trabzonspor kalamadı…
Kurulan baskılar ise çok kısa sürdü, oysa ki Trabzonspor golü bulana kadar tempoyu yükselterek devam etmeliydi…
Rakip son on dakikada yaptığı değişiklikle 5-4-1 e dönerek ciddi bir takım savunması örneği sergiledi.
Aslında Trabzonspor’un ikinci yarıda İlk yarıdaki oyunun üstüne koyarak oynamasını bekledik ancak ikinci yarı bizim beklentimize favori oyun anlamında karşılık vermedi.
Bunlar sahanın içiydi ve Trabzonspor kaybetti…
Ancak Trabzonspor sadece bir maç kaybetmedi çok şeyini kaybetti parasını kaybetti belki de geleceğini kaybetti…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Yurduseven
TRABZONSPOR KAYBETTİ!!!
Trabzonspor aslında maça iyi başladı…
Ana plan kurgusu turu getirme açısından olumluydu da…
Geriden oyun kurarken Larsen’i öne göndererek üçlü başlangıç, bazı pozisyonlarda iki bekin öne giderek belli ki Siopis’nin stoperlere yaklaşması ile kurgulanmıştı…Devamındaki pas trafiği, topu rakip sahada tutma isteği ve üçüncü bölgede yapılması planlanan set oyunları Trabzonspor’un skor bulmasına yardımcı olacak unsurlardı…
Djaniny ile de o geçişi hemen maçın başında buldu ancak değerlendiremedi bordo-mavililer…
Hücumda kazanılan ikinci toplarla atak devamlılığının sağlanması Trabzonspor’a hem ofansif açıdan hemde rakibin geçiş yapmasını engelleyerek defansif açıdan zaman zaman katkı sağlasa da geride başlamanın aldıracağı risklerle de bir kaç pozisyon da verdi…
Rakip kendi yarı sahasında pozisyon alarak direkt hücumla sonuca gitmeyi planlanmıştı…İlk yarım saatte böyle bir pozisyon yakaladılar fakat sonuçlandıramadılar.
Bazı pozisyonlarda top rakibe geçtiğinde Trabzonspor’un ikinci bölgede veya daha derine çekilerek kazandığı toplarla hızlı hücum yapma isteği vardı…
Rakibi kalesine bu kadar yaklaştırdığı pozisyonlarda agresif savunmadan ödün vermemek, rakibe alan ve zaman bırakmamak gerekliydi…
Futbolda bu anlamda eksiklik göstermemek birinci öncelik olmalı…
Trabzonspor ikinci yarıda ön alanda sürekli hareketli olup topa az dokunarak pas dolaşımına sabırla devam etmeliydi…
Uygun opsiyonları bulup doğru değerlendirip rakibe de geçiş yaptırmalıydı…
Çünkü Kopenhag merkezi çok iyi kapatıyor ve ceza sahasına çok gömülen bir takım, burada ceza sahası dışından atılacak şutlar ve duran top hücumları kilidi açabilirdi…
Bunun içinde Bakasetas öncelikti ancak hoca onu maçın başında tercih etmedi…
İkinci yarı tüm bu planlar beklenirken hatta Bakasetas’la başlar derken olay tam tersi bir görüntü ile başladı…
İlk on dakika tamamen rakip topa sahip olup oyuna hükmetti.
İkinci yarının başlangıcını iyi yapamayan Trabzonspor bu dakikadan sonra rakibinde ana planına (kendi yarı sahasında bekleme) geçmesiyle oyunu rakip yarı sahaya yıktı…Fakat pozisyon üretme anlamında etkili olamadı.
Trabzonspor hem topun dolaşım hızını istediği gibi ayarlayamadı hemde bir türlü derine oynayıp boş oyuncuyu bulamadı…
Bunda derin pas atma becerisinin ve özgüven eksikliği önemli roldeydi…
Trezeguet oyuna dahil olduktan sonra bir kaç pozisyon yakalasa da Trabzonspor zaman geçtikçe yorgunluk baş gösterdi rakip hep ayakta kaldı ama Trabzonspor kalamadı…
Kurulan baskılar ise çok kısa sürdü, oysa ki Trabzonspor golü bulana kadar tempoyu yükselterek devam etmeliydi…
Rakip son on dakikada yaptığı değişiklikle 5-4-1 e dönerek ciddi bir takım savunması örneği sergiledi.
Aslında Trabzonspor’un ikinci yarıda İlk yarıdaki oyunun üstüne koyarak oynamasını bekledik ancak ikinci yarı bizim beklentimize favori oyun anlamında karşılık vermedi.
Bunlar sahanın içiydi ve Trabzonspor kaybetti…
Ancak Trabzonspor sadece bir maç kaybetmedi çok şeyini kaybetti parasını kaybetti belki de geleceğini kaybetti…