Deveye sormuşlar ‘neden boynun eğri’ diye. O da cevap vermiş, ‘nerem doğru ki?’ Önemli bir maçta FİFA hakemi sırtına topa dönerse ve top ona çarparsa, sarı kart göstermeyeceği bir faulde avantaj oynatmazsa, bir takım devamlı atılan tekmelerle durdurmaya çalışır, hakem seyirci kalırsa, adama sorarlar ‘Türkiye’de oynanan futbolun neresi doğru diye?’
Ankaragücü takımı oyun başlar başlamaz Fenerbahçe’nin teknik futbolcuları Alex, Emre, Stoch ve Niang’a tekme atmaya başladılar. Tabi profesyonelce topla karışık yaptılar bu işleri. Şimdi gel de oynanan futboldan hayır bekle.
Kırmızı yanlıştı
Sarı-Lacivertliler ilk yarım saatte ancak bir penaltı yaptırabildiler. O da Cüneyt Çakır’ın hediyesi. Pozisyonun penaltıyla alakası yoktu. Rakip topa dokundu ve Alex takılıp düştü. Ardından 2. penaltı geldi. Penaltı penaltıydı da kırmızı kart yanlıştı.
Ankaragücü sert futbolunun cezasını ağır ödedi ama Cüneyt Çakır verdiği yanlış kararların vebalini bakalım nasıl ödeyecek.
Fenerbahçe’nin takdir edilecek yanı maçı kazanmak zorunda olsalar da Ankaracügü takımının tahriklerine kapılmadılar. Zaten her 2 takımın da güçleri belli.
Gollerden sonra Fenerbahçe sahada ve tribünlerde şampiyonluğa yakışır şovunu sergilemeye başladı.
Mehmet Topuz çok çalıştı
Alex, Emre, Stoch ve Gökhan Gönül de gecenin şovmenleriydi. Mehmet Topuz dün gece çok çalıştı, sahada basmadık yer bırakmadı. İşte şampiyonluğa giden yolun önce inanmaktan geçtiğini anlamış bir ekip Fenerbahçe takımı. Kazanamamaları büyük sürpriz olurdu. Dün gece kaçınılmaz gerçek şuydu, Ankaragücü’nün gücü sadece isminde mevcuttu. Sahadaki gücü ise koskoca bir sıfırdı...