İspanyol oyuncu bu bölgeye öyle diğer futbolcular gibi göstermelik olarak yanında tercüman veya kulübün verdiği yardımcılarla da gezmiyor. Eşini alıyor iki oğluyla beraber Sultanahmet’e gidiyor. Ayasofya ve Topkapı Sarayı’nı geziyor. Kapalıçarşı’dan alışveriş yapıyor. Zaman zaman bu bölgeye Marmaray’la ulaşıyor. Metrbobüse biniyor.
Soldado, İspanya’dan gelen konuklarını da bu bölgede bizzat kendisi gezdiriyor. Onlara rehberlik ediyor. İstanbul’a ilk geldiği dönemde İspanyol La Sexta Kanalı’nı konuk etmişti. O programda İstanbul’la ilgili tüyolar vermişti!
Asya’dan Avrupa’ya geçecekseniz, Metrobüs’ü kullanın! Hem Boğaz Köprüsü’nün üzerinden geçer, bu şehrin muhteşemliğini görürsünüz, hem de trafiğe takılmazsınız. Ama binebilmek için iş saatlerinin dışında kalın.
İş saatlerine kaldınız mı, Marmaray’ı kullanın. İstanbul’da kısa süreli kalacaksanız, kesinlikle araba kiralamayın. Tatiliniz trafikte geçer. Zaten sadece çılgın Türkler yola kendi özel arabalarıyla çıkıyor.
Ama zaten İstanbul’daysanız, işiniz olmasa bile deniz yolunu kullanmalısınız. Binmeden önce yuvarlak, susamlı ekmeklerden alın. Adı simit. Onları kuşlara atın.
Fotoğrafını çekin. Profesyonel fotoğrafçı gibi hissedeceksiniz.
Yemek için Avrupa yakasında vapurda indiğiniz bölgeyi tercih edin. Gerçek İstanbullulara göre lezzetin merkez o bölgede. Bulgur denen bir çeşit pirinçten yapılan acılı, ince ekmek arasına sarılan özel soslu bir yiyecek var. Onu (çiğ köfte) mutlaka yiyin. Ustanın şovunu izleyin. Ben anlamadım ama insanlar çok gülüyor. Aynı bölgede İstanbul’un en lezzetli döneri var. Dönerin yerini bulmak biraz zor. Kapalıçarşı yakınlarında. Tabii bu iksini de yiyebilmek için en az 10-15 dakika sıra beklemeniz gerekiyor.