Tabiki her sporda olduğu gibi futbolda da alt yapıya çok ihtiyacımız var. Tabi ki yetenekli gençlerin bulunup yetiştirilmesi için alt yapının önemi büyük. Ancak 80 milyonluk ülkemizde neden hiç doğru dürüst sporcu yetişmez diye herkes konuşur. Genel kanaat alt yapı eksikliğidir.
Tamam da Afrika'daki alt yapı tesisleri daha mı güzel? Yemeye ekmek bulamayan mesela Nijerya sürekli dünyaya futbolcu ihraç nasıl edebiliyor?
Tek bir örnek vereyim!
Tarih 14 Mayıs 2005... Türkiye U17 Yaşaltı Milli Takımı Avrupa Şampiyonası finalinde Hollanda'yı 2-0 yenerek şampiyon oldu.
Alt yapılarda defalarca finale, yarı finale, çeyrek finale kaldık.
Peki bu çocuklara ne oldu?
Ben size söyleyeyim:
Yendiğimiz rakiplerin çocukları ertesi yıl kendi ülkelerinin Süper Ligi'nde oynamaya başladı. O çocukları oynatmak için takımlarından kovdukları yaşlı yıldızları bize kakaladılar. Biz de o moruklara dünyanın parasını verip aldık, kendi şampiyon çocuklarımıza yer kalmadı. İşte gerçekte olan tam da bu.
Tük futbolunun asıl sorunu "Üst Yapıyı" sorunudur.
Yani; kendi reklamını yapmak, iş bağlantıları kurmak, çevre edinmek, hatta transfer üzerinden kendi kulübünü kazıklayıp para kazanmak isteyen iş adamı yöneticiler...
Sürekli avanta peşinde koşan ve bu iş adamlarının yemlediği yalaka gazeteciler...
Pastadan payını alan tribün liderleri...
Bunlara oy avcılığı yapan siyasetçiler de destek verince...
Büyük kulüpler bırakın yetenekli gençlere şans vermeyi, rakibi almasın diye transfer edip de oynatmadan piyasadan sildiği "yetenek öğütme makinası" haline gelmesi bundandır.
İddia ediyorum: 3 büyüklerin önünü kestiği, şans vermeye vermeye körelttiği, alıp alıp kulübede çürüttüğü yetenekli gençler bir araştırılsın, ve de ülkemizde adalet ve utanma duygusu da olsun, bu kulüplerimiz "ülke sporuna verdiği büyük zarardan ötürü" ceza alır, bu yöneticiler de spordan men edilir.
Türk Futbolunun asıl sorunu "üst yapı" sorunudur.
Yani balık baştan kokuyor, sondan değil!