Daha önce de 4'lü finale kalmış, geçtiğimiz yıl finalde CSKA'ya yenilerek 2. olmuştu. Fenerbahçe'nin bu büyük başarısının mimarı Obradovic ve oyuncular ama, Başkan Aziz Yıldırım'ın hakkını vermek lazım.
Mesele dünyanın en iyi hocalarından birini takımın başına getirmek değil...sadece dünya çapında, NBA ayarında oyuncuları almak da yetmez...taraftarının bıkmadan usanmadan, her zaman her yerde desteklemesi de sizi 1 numara yapmaz. Bütün bunların yanında çok iyi bir yönetim de olması şarttır. Başka Aziz Yıldırım'ın basketbol ve Obradovic'le ilişkisi "Allah bozmasın" olması gerektiği gibi: Tam profesyonel, tam destek, tam güven.
Takımın başına dünya çapındaki Obradovic'i getirip, her şeyi kendisine teslim etmek bence buradaki sihirli formül. Futbolda teknik adamların işine karışan, soyunma odalarına girip çıkan, maç kadrolarına müdahele eden Aziz Yıldırım'ın basketbolda "görev alanında" durması bence kupanın gelmesindeki en önemli faktör.
Şimdi bu büyük başarının sürekli olabilmesi için Obradovic'in uzun süreli planlarının da arkasında durmak gerekiyor.
Peki futbolda da aynı başarıyı yakalamak mümkün mü?
Elbette mümkün. önce "işine karışılmasına cesaret dahi edilemeyecek, yüzde yüz güven duyulacak" "işin ehli" bir hocaya takımı teslim edeceksiniz. En az 5 yıllık mukavele yapacaksınız. Alt yapılardan transferlere futbolla ilgili her şeye hoca karar verecek, siz destekleyeceksiniz. Her ne sonuç alırsa alsın hocanın arkasında duracaksınız. Bu proje için herkes kendi sorumluluğunu bilecek, kendi işini yapacak. Bir Türk takımı günün birinde Şampiyonlar Ligi kupasını Türkiye'ye getirecekse bu şekilde olur.
İşte Aziz Başkan saygı duyacağı böyle bir hocayı futbolun başına getirmelidir.
"Futbolun Obradovic"ini bulmalıdır.
Yoksa futbolu kendilerinden daha iyi bildiğini iddia edebildiği hocalarla bu işin yürümeyeceğini bilmelidir.