Sezon başında takımın neredeyse tamamını değiştiren Galatasaray, bununla yetinmedi, felsefesini de yeniledi.
Östersunds hezimetinden sonra oyuncularıyla bir toplantı yapan Igor Tudor, Dave Weinbaum’un ''kazanmaktan alınacak en büyük ders, kazanabileceğimizi öğrenmektir'' deyimini kullanmıştı.
O günden sonra üst üste gelen galibiyetler Galatasaray’da ''kazanma alışkanlığı''nı oturttu.
Maçı domine ediyor.
Geriye düşüyor ama maçı çeviriyor.
84’te gol yiyor maçı bırakmıyor.
Dün gelen bugün sahaya çıkıyor, golünü atıyor, parlıyor.
Yedek oturan ''hakkım yendi'' diyemiyor.
Golcüsü gol atamıyor, yedek güçler devreye giriyor.
En önemli oyuncusu sakatlanıyor, diğerleri oyunu bırakmıyor.
Yuhalanan kaptanı çıkıyor, yıldız oluyor.
Dün ''Galatasaray için acemi'' denilen Tudor rakipler için kabus olmaya başladı. Çünkü her hamleye bir cevabı var. Zor durumlara karşılık veriyor. Teslim olmuyor. Geri çekilmiyor. Her şekilde maçı çevirmeyi başarıyor. Bu da tüm camiaya umut veriyor.