Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, düzenlediği basın toplantısında Fenerbahçe aleyhine verilen kararlar ve hakem atamalarıyla alakalı açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe aleyhine verilen kararların bir klibini basın mensuplarına izleten Koç, “Pozisyonlara bütünüyle baktığınız zaman aslında başka bir resim çıkıyor. 4. hafta Alanyaspor maçıyla başladı. Alanya maçında 2 kusurlu gol yedik, kural hatası için başvurduk. Maçta yaşananlardan çok bu başvurunun ele alınış şekliydi. Başvurumuz ulaşmadan en üst yetkili merciden kural hatası yoktur açıklaması yapıldı. Uzun süre karar verilemedi. Az kalsın Whatsapp’dan karar alınacaktı. IFAB raporu var mı yok mu açıklanmadı, bize göre var. Çok lehte bir rapor olsaydı net bir şekilde açıklanırdı. Bunu TFF’ye iletmiştik. Alanya maçında burada iç sahada pek çok maçta verilen, bize gelince verilmeyen, Jailson ile aynı şekilde olan el pozisyonu var. Kayseri’de 3 penaltımız verilmedi. Gazişehir maçında 3 penaltı verildi diye dillendirilen Arda Kardeşler bu maçta vermedi. Tüm Türkiye’nin tartıştığı maç olmasına rağmen haftaya maç aldı. 12. haftada Malatya maçında penaltının tekrar edilmesi gerekirdi ama edilmedi. Allah’ın sopası yoktur ki benzer şey bize oldu. Bizim kalecimiz kurtardı ama tekrar edildi. Doğru karardı. Ama bize olduğu zaman standart dışı yaklaşım var. Göztepe maçında 2. golü attık. 4 dakika 17 saniye zihniyetiyle bizim golümüzün üstünde istişare edildi. Ne edildi bilmiyorum. Trabzon maçı iyi oynadığımız maçtı. Aut atışına korner verildi ve döndü gol oldu. Bu olabilir ama geçen sene hatırlayın bir derbi deplasmanında yanlışlıkla bir taç atışı verilmiş golle sonuçlandıktan sonra ortalık yangın yerine dönmüştü. Aynı maçta Kruse’nin kaleciye hiçbir teması yokken Vedat’ın golünün verilmemesi, VAR’a gidilmemesi... Gene sesimizi çıkartmadık. Bu başka takım olsa yer yerinden oynamıştı. Bizim lehimize hatalar olsaydı ne federasyonu kalmıştı ne Fenerbahçe Başkanı ne Zorlu toplantısı ne de başka bir şey. 20. haftaya geldik, fazla birikmeye başladı. 20 haftada kurtardığımız penaltı tekrar edildi. Bizim lehimize olan kararda VAR’a gidilmedi. Güya orta hakemin dediği doğruysa VAR beni çağırmadı diyor. Bu haksızlıklarına yeni bir olay eklenmekte. Ankaragücü maçı oynanırken fark etmedik ve hiç iyi oynamadık. O maçta da maçtan sonra net ve bariz bir şekilde taraflı tarafsız spor medyasının söylediği gibi gol öncesi VAR’a gidip iptal etmesi gerekiyordu.
Basın toplantısının olduğu salonda barkovizyonda hakem hataları gösterildi.
"Hataların sistematik olduğu ortadadır"
Ali Koç, sarı-lacivertli takıma karşı yaşanan hataların sistematik olduğunu vurgulayarak, "Fenerbahçe’nin sezon başından beri yaşadığı bariz hataların sistematik bir durum olduğu apaçık ortadadır. Bizim lehimize ne yapıldı diye baktık. Burada bizim sahamızda oynanan Ankaragücü maçında 2-1 kazandığımız müsabakada attığımız ilk gol Zanka’nın golü aut olması lazım ama korner verdi. Bu pozisyonlara baktığımız zaman oynadığımız futboldan bağımsız baktığımız zaman 14-15 puandan bahsediyoruz. Yarısını hesabımıza saysanız tabloda ne kadar fark ettiğini göreceksiniz. Alanyaspor maçı bardağı taşıran damla oldu derken Ankaragücü maçını nasıl tanımlarız bilemiyorum. Bu işlerin birde saha dışı yaşananları var. Federasyonumuzu yönetimiyle kurullarıyla aldıkları kararlarla şampiyonluk mücadelemizde sadece bizi zayıflatmakla kalmamış, tüm ligin gidişatını yarışın tamamını kökünden etkilemişti. Bu etki ilerledikçe daha da artacak" diye konuştu.
"Teknoloji iyi niyetle kullanılmayınca..."
Teknoloji iyi niyetle kullanılmayınca istenen sonucu vermediğini dile getirerek, "Bu zamana kadar 11 maç kazanmışız ama ne hikmetse 9’unda hakemler bir sonraki maç görev alamamışlar. Bu dünyayı bilenler bilir. Hakemler ne ister, her hafta maç yönetmek ister. Hele yeni ortamda, ciddi paraların kazanıldığı ortamda her hafta maç yönetmek geçmişe nazaran çok çok daha büyük önem kazanmıştır. Hakemlere en kuvvetli mesaj nasıl verilir? En kuvvetli mesaj kulağına bir şey fısıldamanın dışında her hafta açıklanan hakem atamalarıdır. Bu aslında bir nevi ödül ve ceza sistemidir. Hakem camiasında herkesin bildiği sıkça kullanılan söz vardır. Hakemler cin gibidir. Atamalara bakar mesajı alırlar. Bir takımın maçını katlettikten 1 hafta sonra o hakemlere birlikte maç verirlerse hakem dünyası o mesajı çok net alır. Nedir örnek 10. hafta Kayseri maçında müthiş kötü yönetim sergileyen Arda Kardeşler ve Turgay kağan Numanoğlu ikilisi 11. hafta beraber Göztepe - Malatyaspor maçına atandı. Bundan daha net mesaj veremezsiniz" açıklamasını yaptı.
"Bu cesareti nereden buluyorlar"
Ali Koç, "Hakemlerimizin söz konusu Fenerbahçe olunca takındıkları bu son derece cüretkar tavrın, hatta ürkütücü boyutlarda olan bu tavırlarını nasıl yorumlayacağımızı, etkilerini nasıl ölçebileceğimizi size bırakıyorum" diyerek, "VAR protokolünü tamamen hiçe sayan uygulamalar özellikle bizim maçlarımızda, diğer maçlarda da norm haline geliyor. Hakemler bu cesareti nereden buluyorlar? Kör göze parmak, cüretkar kararları bile bile verirken kime güveniyorlar? Kariyerini riske edecek boyutta yapılan kasıtlı kararlarda kime güveniyorlar? Ciddi kazançların söz konusu olduğu maçlar yönetilirken... Bu işin hakem boyutu. Pek çok verdiğim örnekte orta hakemin VAR'a gitmesiyle çok daha şey varken bilhassa güven meselesinde VAR’a gitmemeleri akıl alır gibi değil” dedi.
Emre Belözoğlu’nun Kayserispor maçında rakip oyuncuyla saha kenarında yaşadığı diyalogdan bahseden Koç, “Emre Belözoğlu'nun, Kayserispor maçında taç çizgisinin dışında rakip futbolcuyla arasında diyalog yaşandı. Bu diyalog nedeniyle Emre’ye ceza verdirebilmek için önce gazetelerde haber çıkartılıyor. Ama mevzuata göre herhangi bir ceza alması söz konusu değilken, hakemden ek rapor isteniyor. Neden istendiğini sorduğumuzda da hukuktan sorumlu üye ‘Dosya sağlam olsun’ diyor. ‘Dosya sağlam olsun ama sen bu hareketle hakemlere mesaj vermiyor musun?’ dediğimizde ise cevap yok. Gazişehir maçı öncesinde Vedat’ın PFDK’ya sevk edilmesi skandaldır, hatta meydan okumadır. Zorlamayla yapılmış bir hamledir” diye konuştu.
"İhtiyacımız olan transferlerin yapılması engellendi"
Harcama limitleri konusunda da eleştirilerini sürdüren Ali Koç, “Harcama limitleri konusunda çok uğraştık. Bankalar Birliği ile yapılan anlaşmayı imzalamadık demiyorum, imzalayamadık. Bunun sebebini anlattım. Biz kendi imkan ve çabalarımızla başka yoldan gitmeye çalıştık. Limitler konusunda birbiriyle uyumsuz, standartları olmayan kararlarla, ihtiyacımız olan transferlerin yapılması engellendi. Ülkemizdeki yerel FFP dediğimiz konu yoruma açık bir konu. Transferin son 2 gününe kadar eksi harcama limitinde tutulduk. Bırakın Falette’in lisansını çıkarmayı, sol bek alma durumumuz vardı, tekrar teşekkür ediyorum Sadık Çiftpınar’a, maaşında indirim yaptığı için ancak Falette’e lisans çıkarabildik, sol bek alamadık. Başka takımlara da harcama izni çıktı ama onlar zaten biliyordu bu iznin çıkacağını, biz bilmiyorduk. Ama koskoca Süper Lig’de pek çok takım transfer yaptı, pek çok takımın finansal durumu ortadayken tek yapmaması gereken takım, yapması sakıncalı olan takım Fenerbahçe oldu. Özetlemek gerekirse sezon başından bu yana federasyonumuzun, kurullarının, kurallarının hepsini bir özetlersek, ne yaparız da Fenerbahçe’nin golünü iptal ederiz, penaltısını vermeyiz, bir şekilde transfer yaptırmayız, gibi bir tabloyla karşı karşıyayız” açıklamasını yaptı.
“Canı yanan sayısı her geçen gün artıyor”
Sezon başından bu yana Fenerbahçe’yi eleştirenlerin artık Fenerbahçe’ye hak verdiğini de söyleyen Ali Koç, “Biz bunu nasıl yorumlamalıyız? Ali Koç, Ersun hoca, oyuncular ve ülkemizi iyi tanımayan yabancı oyuncular bunu nasıl yorumlamalı? ‘Basit hakem hatası, ne var yani, futbolun doğasında bunlar hep olmuştur’ diyebilirler. Bizim beyaz dediğimize siyah diyenler bunu diyecekler. Ancak resmin bütününe baktığımızda, futbolun olağan akışıyla bağdaştırılamaz. Sahadaki hakemlerin standart dışı uygulamaları görmezden gelmeyi geçmiştir. Sıkıntı yaşayan tek takım biz değiliz. Göreceksiniz futbol dışı ve futbol içi unsurlarda pek çok kulüp bizim olduğumuz duruma gelmeye başladı. Şikayet eden ve canı yanan takım sayısı her geçen gün artıyor. Biz bu durumların düzelmesini beklerken, her hafta daha vahim olaylar oluyor. Bakalım bu hafta menüde ne var, inşallah bir şey yoktur. Türk futbolunda yaşanan hadiselerin, bundan önceki sezonlarda görmeye alışkın olduğumuz türden yanlış karar ve kötü yönetim uygulamasının ötesinde bir boyut taşıdığı kanaatindeyiz. İçinde bulunduğumuz sezonda görülmemiş bir futbol mühendisliğiyle karşı karşıyayız. Saha içinden saha dışına, hakem hatasından kurulların kararlarına, VAR odasından haberlerin medyaya işlenme biçimine varıncaya kadar 360 derece organize bir durum var. Buna fikstürü de ekleyebilirsiniz. 25 haftanın fikstürü belirlenmiş, şampiyonluğa oynayan takımlar kaç defa cuma günü maç yapmış? Çünkü her zaman rakipten sonra oynamak avantajdır. İkinci yarı başladı, 5 hafta geçti, fikstürün geri kalan kısmı belli değil. Neden belli değil? Lütfen bunu inceleyin” ifadelerini kullandı.
“Ülke futbolu, lobisi güçlü olanın istediği kararların alındığı anlayışa dayanıyor”
Saha içi ve saha dışı uygulamaların normal olmadığını belirten Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, “Teknolojik bir gelişme olan, uygulanmaya başlandığında eksikleri olmasına rağmen, alışma dönemi olacağı söylenen VAR sistemine rağmen, bütün yapılan yatırımlara rağmen, milyonlarca taraftarın ve kameraların önünde göz göre göre yapılan bir mühendislikten bahsediyorum size. Bizim tüm itirazımız bu sistemedir. Biz sadece kulübümüzün maruz kaldığı muameleye itiraz etmiyoruz. Rekabet ortamının ve sporda adalet duygusunun tahrip edilmesine itiraz ediyoruz. Bu uygulamalar sadece Fenerbahçe’nin değil hepimizin sorunudur. TFF’nin artık kulübümüze karşı standart haline gelen uygulamalarına maruz kalan kulüpler elbette var. Ne yazık ki ülke futbolunda sistem, lobisi olanın güçlü olduğu ve istediği kararları aldırdığı anlayışa dayanıyor. Bu gerek şampiyonluk mücadelesi olsun, gerek Avrupa mücadelesi verenlerin olsun gerekse de ligde kalmak isteyenlerin mücadelesinde olsun. Bizim gibi çok insanın düşüncelerine tercüman olduğumuzu söylüyoruz. Bunları söyleyince kavgacı oluyoruz ama er ya da geç bizim gibi düşünenler çoğunluk olacak. Türk futbolunda adil bir rekabet ortamı var diyebilir miyiz? Bu eksiklik amatör liglerden Süper Lig’e kadar herkesin en önemli sorunu haline gelmiştir. Ülke olarak rekabetçi olamamamızın sebeplerinden birisi de budur. Çünkü masa başı sorunlara çok vakit harcıyoruz. Bize göre Türk futbolu bu zihniyetle yönetilmeye mahkum kaldıkça, bizi yönetenler yönetmenin çok uzağında kalacaktır” değerlendirmesini yaptı.
"Bu şekilde fazla yol kat edemeyeceğiz"
Ali Koç, TFF başkanlık seçimlerine ilişkin, "TFF başkanının hangi sahiplerle, hangi özel sebeplerle belirlendiğini, yönetim kurulunun nasıl oluşturulduğunu, kurullara nasıl adam sokulduğunu, futbolun içindeki olan özel dengelerle bunları daha iyi anladık. Gördük ki aslında bu kafayla, bu zihniyetle bundan sonraki yönetimler için de bu şekilde davranılacaksa çok fazla yol kat edemeyeceğiz. Türkiye futbolu bürokratlardan, belediyede yöneticilik yapmış kişilerden, futbola ilgisi olmayan ama kamu ihalesine daha çok önem veren profillerle ilerleyemeyeceğiz. Bunun ilerlemesi için bu işten anlayan, futbolun değer zincirinin bir kısmından gelen değişik tecrübelere sahip bir insanların bir araya gelerek olacağını görüyoruz. Federasyonda 2 kişiden bahsetmek isterdim sizlere görev alan. Arkadaşlarımızın itirazı üzerine bu iki ismi söylemeyeceğim. Birinin Fenerbahçe’ye karşı olan tutumu, normal hayattaki konumu dolayısıyla uluslararası normlara uymayan kişiden bahsedecektim. Pek de futbolla alakası olmayan, çoğumuzun tanımadığı ama TFF’ye girdikten sonra birçoğumuzun hala tanımadığı, nasıl orada olduğunu, nasıl seçildiğini görevini paylaşacaktım ama buna şimdilik arkadaşların da ricası üzerine girmeyeceğim” dedi.
“Nihat Bey'e kırgınız, kızgınız”
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir hakkında konuşan Koç, “Bizi son 1 hafta, 10 gündür en çok meşgul eden unsurlardan biri. Şimdi Nihat Bey 18 yıl Fenerbahçe’de hizmetleri olmuş, başkan yardımcılığı yapmış, futbolun içinden gelen, Fenerbahçe’ye mesai harcamış biri. 6 yılında da beraber çalışma şansımız oldu. Bu 6 yılın 1 yılı da hayatımızın en zor yıllarından biriydi. Kendisi ile şahsi bir problemim tabi ki olamaz. Ancak söz konusu Fenerbahçe ise benim için kırmızı çizgi orasıdır. Biz Fenerbahçe olarak Nihat Bey'e kırgınız, kızgınız. Sebeplerinin bir kaçına tabi ki girebilirim. Geçen sene aslında başladı bu sıkıntılar. Henüz kendisi TFF Başkanı olmamışken, ligin ikinci yarısı 4 hafta oynanmış ve arka arkaya yaşanan problemler, sıkıntılar dolayısıyla bizler sıkıntılı geçen sezonda infihal içindeyiz. Burada bir yabancı maç öncesi kendisi bizi ziyarete geldi ve TFF ile ilgili serzenişlerde bulundu. Ama aynı hafta 3-4 gün sonra Konya maçı öncesi, ‘Ben TFF tarafsızlığının teminatıyım. Fenerbahçe aleyhine bir uygulamaya göz yummam. Ali Koç ve yönetimi beklentilerin gerisinde kaldı ve günah keçisi arıyorlar üzülüyorum’ dedi. 3 gün arayla bunu söyledi. Son olarak yakın çevre haberi çıktı. Orada da daha çok bizi siyasilere doğru itmekte, tribünleri kışkırtmakla suçluyor. Bundan daha önce 3 Temmuz'da da beraber hizmet etmiş olmamıza rağmen yaptığı açıklamalarda ‘Fenerbahçe’nin başarısı için dua edenleri zan altında bırakmanın kimseye hakkı yok, provakatörler işi yanlış yönlere çekiyor’ diye görüşleri var. Biz Nihat Bey'in çok başarılı olmasını istiyorduk, istiyoruz. Ama işin neresinden tutacağımızı, nasıl köprü kuracağımızı bu kadar çok zik zak içinde hesaplamakta zorluk çekiyoruz. Dolayısıyla bundan sonra nasıl ilerleriz bilmiyorum. Ben büyük bir kulübün başkanıyım, o da TFF başkanı. Ama zor gözüküyor" açıklamasını yaptı.
"Hangi Nihat Bey'le ilişki kuracağımızı kestiremiyoruz"
Tartışmalara neden olan Zorlu'daki toplantıyı hatırlatan Koç, "Türk futbolu dizayn ediliyor diye algı operasyonları yapıldı. Bizim için rutin bir toplantıydı neler konuşuldu anlatmıştım. İş işten geçtikten sonra en son yaptığı toplantıda aynı şekilde başkanlarla da görüştüğünü söyledi. Daha önce yapsaydı. Yüzde 30-40 mevzusu var. İlgimiz, dahilimiz olmamasına rağmen basında bu Fenerbahçe için yapılıyor intibası oluşturuldu. Uzun süre spekülasyonlara neden oldu. Süreç boyunca hem bizim hem ilgili kişilerin baskı altında kalmasına sebep verildi. Bu talebin gerçek sahibi hiçbir zaman açıklanmadı. Daha harcama limitleri belirlenmemişken, bizim konuştuğumuz konu limitler belirlendikten sonraki süreçti. Biz hangi Nihat Bey'le ilişki kuracağımızı kestiremiyoruz. İnşallah bu süreç hem Türk futbolu için hem Fenerbahçe hem TFF için normalleşme sürecine girebilir. Bizler Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biriyiz. Bizim dediklerimizi TFF Başkanı umursamalıdır” şeklinde konuştu.
“Cumhurbaşkanımız tavrı ile örnek olmalı”
Siyasetin sporun içine girmemesini istediklerini söyleyen Başkanı Ali Koç, “Bütün bunların içinde hiç arzu etmediğimiz ikinci bir tartışma gündemde tutulmaya çalışılıyor: Siyaset. Biz futbola siyaset karıştırılmaması yönünde bir söylemde bulunduk. Bizim söylediğimiz çok net, sporla siyaset ayrı kulvarda yürüsün. Bu ikazımızı, kamu gücü ve imkanlarını kullanan bazı yöneticilerin, kulüpler arası adil rekabete zarar verecek söylemler nedeniyle yapmak zorunda kalmıştık. Bunlar açık açık ifade edildiği zaman, bazı kişi ve kesimler tarafından, hayat normal. Ama Fenerbahçe’nin haklarını korumak için başkanı bu konuya değindiği zaman Fenerbahçe spora siyaset sokuyor oluyor. Bunları sizin kararınıza bırakıyorum. Futbola siyasetin karışmaması sadece bizim arzumuz değil. FIFA ve UEFA’nın ülke federasyonundan sağlanmasını istediği en temel kriterdir. Futbola dönüşüm yapan birçok ülke devlet stratejisi yapmıştır. Burası gayet normal. Ama belli ilkeler gözlemlenmelidir. Ama Cumhurbaşkanımızın bu konudaki duruşu örnek teşkil etmelidir. Kendisi sadece futbol değil tüm branşlara yatırım için destek öncüsü olmuştur. Kendisi sadece Fenerbahçe maçlarına değil, hiçbir maça katılmama kararı almıştır. Takvimi uyduğu takdirde uluslararası maçlarda tribünde olacağını özenle söylemiştir. Ülke yönetme gücünü elinde bulunduran tüm siyasetçilerimizin bu duruşu örnek almalarını beklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ne kulübüm ne de şahsımın siyasi alana girmeye hiçbir şekilde niyeti yok. Aynı şekilde devletimiz ve onu yönetenlerle de herhangi bir gerginliğin parçası olmayacağız. Fenerbahçe söz konusuysa, devlet için neler yapacağı ve yapabileceği ortadadır. Daha evvel ifade ettiğim gibi bu konuda boynumuz kıldan incedir. Bizim ifade etmek zorunda olduğumuz konu, futboldaki adil yarışın etkilenmemesi için dikkat çekilen unsurdur. Bu fantastik, bilim kurgu filmleri gibi senaryolar üretenlerle biz mücadele ederiz, içiniz rahat olsun. Sizden ricam var, lütfen siyaseti tribünlere karıştırmayın, haklı olduğumuz yerde haksız duruma düşmeyelim. Çünkü bu insanlar kendi hikayelerine inanmaya çok müsaitler. Geçen sene taraftar gruplarıyla şöyle bağırın gibi bir çağrım olmadı. İlk defa böyle bir çağrım var, dikkatli olun ve Galatasaray maçında cezalı olmayın dedim. Anlatacak çok şey var ama arkadaşlar müsaade etmiyorlar” diye konuştu.
“Adil olunursa, şampiyonluğun en büyük adayı Fenerbahçe”
Kendilerinin de kabahatleri olduğunu ve bunu kendi içlerinde konuştuklarını söyleyen Koç, “Birçok konuya değindik. ‘Sizin hiç mi kabahatiniz yok’ diyebilirsiniz. Tabii ki var. Bunu biz kendi içimizde de konuşuyoruz. Transfer hatalarımız oldu, kadro mühendisliğini zaman zaman doğru yapamadık, kötü oynadığımız maçlar oldu. Biz bunları konuşarak ders almaya çalışıyoruz. Ancak bunların hiçbirisi sistematik, standart dışı hatalara maruz bırakıldığımız gerçeğini yok sayamaz. Hiçbir takım 34 hafta mükemmel futbol oynayarak şampiyon olmamıştır. Biz kaybettiğimiz zaman hatalar göz ardı ediliyor. Verdiğimiz mücadeleyi taraftarlarımızın gördüğünü biliyorum. Taraftarların ne kadar araştırmacı, medya mensubu gibi konuların dibine kadar indiğini, geçmişte yaşanan saldırıların bizlere güç verdiğini biliyorum. Sırf Fenerbahçe zarar görsün diye yapılmaya çalışanları beraber yaşıyoruz. Son haftalarda psikolojik, asimetrik saldırılara maruz bırakılıyoruz, her hafta bir başka isim hedefe konulmaya devam ediliyor. Özellikle de puan kaybettiğimiz haftalarda, başkanla hoca arasında, yönetimle başkan arasında sorun var deniliyor. Burada ben ve yönetim kurulum, hocamız, oyuncularımız her şeyin farkındayız. Hepimiz başkanından yönetimine, hocasından kaptanına tüm takım olarak, tek vücut olarak, bugün bizi açıklamaları yapmaya mecbur eden zihniyetle mücadele etmek için hırsla dolmuş durumdayız. İnşallah bu hafta sonunda başlayan ve bu hırsla bu inançla, tek vücut olmuş şekilde omuz omuza teker teker bütün maçlarımızı kazanmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Hafta başında Samandıra’da hocamız, kaptanımızla yemek yedik. Hepsinin gözünde ışığı gördük. Sahada alın teriyle verdikleri mücadelenin hakem kararlarıyla karşılığını alamadıkça, inançları zayıflar diye korkuyordum ama onların ne kadar hırslandığını, bu hırsın bizi de hırslandırdığını gördüm, Takımın gözündeki ateş kat be kat artmış durumda. Hocamız ve futbolcularımız bu hafta havlu attık diyenlere karşı nasıl inandıklarını gösterecek. Pazar günü ne yaşayacağız bilmiyorum ama bu lig, bu haftadan itibaren adil şekilde yönetilirse, Fenerbahçe şampiyonluğun en büyük adaylarından birisidir. Bizim haklı mücadelemizde yanımızda olanları ve köstek olmaya çalışanları görüyoruz. Camianın içindeki insanların yapılan haksızlıklara karşı nasıl sustuklarını ve bazılarının destek olduklarını da görüyoruz. Bizler yolcuyuz. İnşallah bir gün yönetimi bıraktığımız zaman ben ve arkadaşlarım bu duruma düşmeyiz. Sizlere ve büyük taraftarımıza teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı ve ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
''Oyun oynanırken kurallar değişebiliyor''
Türkiye Futbol Federasyonu’nun dün resmi sitesinden yaptığı açıklamayla ilgili konuşan Ali Koç, “Dünkü değişikliğe pek anlam veremedim. Bu işten anlayan arkadaşlara da sordum, ‘Bu iş yürürlükte mi, yoksa çalışma aşamasında mı?’ diye. Ama oyun oynarken kurallar değişebiliyor. Geçen sene sırf bir başkan için ‘Ceza alan stada giremez’ kuralı değiştirildi. Şimdi tekrar eski haline getirildi. Bu değişiklikle ne hedefleniyor tam anlamış değiliz. Burada yayıncı kuruluşla 80 milyon Dolarlık sıkıntıdan tutun hukuk müşavirliğine kadar birçok konu var. Ortak kararımız bu konulara girmemekti bugün. Samimi görüşlerimizi verirken bu işler arasında bize ceza vermeye kalkarlarsa işin tadı kaçar. Burada kimseye hakaret ve saygısızlık yok” dedi.
“VAR teknolojisini kullanan insanların niyeti çok önemli”
Hakemler ve VAR teknolojisinin kullanımı hakkında sorulan soruya cevap veren Ali Koç, “Teknolojiyi nimet olarak ifade etmiştim. Hayatın her alanında üretimden tutun da günlük yaşama kadar bir sürü faydalar getiriyor. Sahada maç oynanırken VAR teknolojisi. Antrenmanlarda GPRS ile datalarda istatistikten yararlanıyoruz. Teknolojiyi kullanan insanların niyeti çok önemli. Pek çok hatayı VAR ile düzeltmek mümkünken göz göre göre bu yoldan sapılması iyi niyet olarak yorumlanmıyor. Dolayısıyla yaptığımız değerlendirmelerde anlıyoruz ki, aslında eskiden sahada kurgulanan bazı şeyler artık net bir şekilde var odasında. VAR odasına yayıncı kuruluş bütün görüntüleri yolluyor. O görüntüler VAR odasına gelmeden önce bir teknisyenden geçiyor. Hangileri gidiyor acaba? Hepsi gidiyorsa orada da sıkıntı var. Gitmesi gerekenler gitmiyorsa aradaki katmanda sıkıntı var. Yayıncı kuruluşa çıktığım programda da demiştim. Basketbol, voleyboldaki gibi challange hakkı verilsin. Anladığım kadarıyla Avrupa Kulüpler Birliği toplantısında bu konu İtalya’da konuşuluyor. Bu teknolojiyi kullananların en iyi şekilde kullanılmasını sağlanacak şeyleri getirmemiz lazım. Burada Alanyaspor maçındaki hakemin futbolcularımıza söylediği gibi çağırmıyor demesi doğru mu? Dolayısıyla bu konuda VAR’ın faydalarının, zararlarından daha fazla olduğuna inanıyorum. Bir sonraki seçime yönelik görüşüm yok. Ne zaman olacak bilmiyoruz. 3-4 ayrı futboldaki güç ve otoritenin çarpıştığı bir sistem var. Bunu biz tek başımıza değiştiremeyiz. Burada bahsettiğim konular Fenerbahçe’nin sorunu değil hepimizin sorunu” dedi.
Rıdvan Dilmen’in, "Berat Albayrak, Fenerbahçe’nin önemli bir işini çözdü" açıklamasına yönelik sorulan soruya cevap veren Koç, “Bizim gibi kulüpler ister istemez devletle pek çok işi olan, değişik bakanlıklara kadar işi olan kulüpleriz. Bizim vergi borçlarını taksitlendirmesi ile ilgili bir konuydu. Bizim de bir kağıt almamız gerekiyordu o kağıdı aldık” şeklinde konuştu.
“Destek olmayanlar köstek olmasın”
Fenerbahçe’nin kanaat önderlerinin son dönemlerde yaşananlarla ilgili konuşmaması hakkında görüşlerini belirten Ali Koç, “Camianın kanaat önderlerinin sessiz kalmasında belki bizimde suçumuz var. Ama pek çok şey de ortada. Kimseyle özel bir görüşmem olmadı. Görüştüğüm, görüşmediğim insanlar var. Ama taraftara şöyle böyle bağırın demiyorsam onlara da şu açıklamayı yapın demem. Bir camianın gücü her bir ferdinden alınır. Nasıl bizim 'FENEROL' kampanyasında küçük çocuk kumbarasını verip, iş adamları da bağış yapıyorsa bu camianın manevi açıdan zenginliğini gösterir. Burada da camia sıkıntıya girdiği zaman sadece kulübü yönetenler değil, nasıl taraftar tribünlerde sahip çıkıyorsa cemiyet hayatının önde gelenleri de çıkıp bu yönde destek vermesi gerek. Beni üzen konu. Buraya yıllarca hizmet edipte bu durumdan keyif alan, veya bu insanlarla çok yakın ilişkiler içinde olan veya geçen gün televizyonda böyle telefonu tutup mesaj dinletirken, Fenerbahçe’de efsane olmuş Müjdat Yetkiner diye birinin çıkıp propaganda amacı bize o gece saldıran kişiye haber vermesi işte bu. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin. Ama tekrar ediyorum camiamızın şu günlerde desteğe ihtiyacı olan günler. Antalya’da da söylemiştim. Bu tesadüfen söylenmiş durum değil. 2011’de alın terimizle aldığımız kupamızın bizden alınmaya çalışılmasıyla belki bambaşka şartlar, kişiler söz konusu ama bugün de yarışın dışına itilmeye çalışıldığımızın unutulmaması gerekiyor. Destek olmayanlara köstek olmayın diyorum” ifadelerini kullandı.
“Bizim için kum saati dolmak üzere”
Bankalar Birliği’yle ilgili soruyu yanıtlayan Ali Koç, kendileri için bu konunun kapanmadığını belirterek, “Öyle bir lüksümüz yok. Muhtaç olan biziz. Destek almadan buraya nasıl geldik bilmiyoruz. UEFA’ya verdiğimiz taahhüt kapsamında bunu yapmak zorundayız. Şartlar, bu anlaşmanın ayıplamış konusunu ele almamızı sağlayabilir de biz de bu anlaşmayı yapabiliriz. Geçen Kulüpler Birliği toplantısına malum sebeplerden dolayı katılmadık. Ama FFP, harcama limitleri gibi konuların yeniden ele alınacağı konuşulmuş. Bence kulüpler olarak hem yapılandırma olsun, hem FFP olsun, en iyi şekilde nasıl yapılır bunu görüşmeliyiz. Bence bizim için kum saati dolmak üzere. Camianın ileri gelenlerini toplama ihtiyacımız var. Hem genel gidişatı paylaşmak hem de onların rehberliğine başvurmak istiyoruz. VAR konuşmalarının açıklanmasının artısı da var eksisi de var. Ama şu anda açıklanması fayda sağlayabilir. Mesela VAR Başhakemi kimdir, niye oradadır? VAR’ın doğru çalışması, orta sahadaki hakemle ilgili değil. VAR bir nimettir. Bizim ülkemizde kullanıldığından çok daha iyi kullanılabilir. Konuşmaların herkese açık olması suistimale neden olabilir ama bu kadar kısıtlı olması da suistimali artırıyor” açıklamasını yaptı.
“Hatalardan dolayı canı yanan var ama bunlardan faydalananlar da var”
Kendi döneminden önceki dönemlerle ilgili konuşmak istemediğini ifade eden Ali Koç, “Ben değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu sanırdım ama değişmeyen bir şey de Türk futbolunda adil rekabetin tesis edilmemesi. Er ya da geç Türkiye’de bu sağlanacak, belki biz görmeyeceğiz. Ümidimiz bunun mümkün olan en kısa sürede sağlanması. Kulüplerin canı yanıyor ama burada çok fark var. Bizim bu sene yaşadığımızı hiçbir kulüp yaşamadı. VAR teknolojisi olduğu için bu şekilde yaşanmaması gerektiğini söylüyorum. Ama hakem hatalarından fayda sağlayan kulüpler de oluyor. Canı yananları söylüyoruz ama bu hatalardan artı şekilde faydalananlar da var. Seyredin maçları görürsünüz. Keşke bu işin şeceresini tutan bazı spor adamlarımız olsa. Keşke bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşılsa. Hakem hatalarında canı yananlar oluyor, yanmayanlar oluyor. Sivasspor Başkanı Mecnun Bey de Kulüpler Birliği’nde bu işlerin konuşulduğunu söylüyor. Haklı serzenişleri var. Anladığım kadarıyla Kulüpler Birliği’nde de bu konuşuldu” diyerek sözlerini sürdürdü.
“Mustafa Cengiz’i karşılamayacağım”
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’i derbi maçta karşılayıp karşılamayacağıyla ilgili soruyu yanıtlayan Ali Koç, “Ben şahsen kendisini karşılamayacağım ama bizi temsilen yönetim kurulundaki arkadaşlarımız karşılayacak. Muhakkak bekliyoruz kendilerini. Biz de oraya gidiyoruz. Bunun dışında diğer maçlarda nasıl hareket ediyorsak, bu maçta da farklı hareket edeceğimiz bir durum yok. Benim hiçbir başkanla fotoğraf çektirmekten imtina ettiğim bir durum yok. Kazanmaya ihtiyacı olan, kaybetmeye kredisi olmayan biziz. Maçı da Allah’ın izniyle alacağız. Galatasaray Yönetimi’ni de bekliyoruz. Bir derbi maç olacak ve son zamanlardaki derbiler gibi, sahadaki futbolcular konuşacak” ifadelerini kullandı. Son olarak 3 Temmuz döneminde kendilerine karşı videolarla algılar oluşturulduğunu söyleyen Ali Koç, “Müjdat Yetkiner konusundaki durum ortada, şaşırdığım bir durum değil. Nihat Bey için de fazla bir şey söylemek istemiyorum. Ali Şen’e de mesajımı attım. Ama üzüldüğüm nokta 3 Temmuz zamanında da bu zamanda da camianın durduğu noktanın çok ötesinde, uzağında olması. Bize sistematik olarak saldıran bir grubun bir mecrasında, aramızda geçmeyen bir konuşmayı geçmiş gibi anlatmak beni üzdü, kendisine de bunu açık şekilde ifade ettim. Bunun dışında bir şey söylemek istemiyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum” diyerek sözlerine nokta koydu.